 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1986/9735
K: 1986/10231
T: 20.11.1986
DAVA : Nerimen Gacamir ile Süleyman Gacamir ve arkadaşları aasındaki alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Bir mahkeme hükmünün hukuki varlık kazanabilmesi için onun tefhim edilmesi gerekir. Mahkemenin verdiği hüküm ile hükmün ne şekilde tefhim edildiğini duruşma tutanağına yazması zorunludur. (HUMK. m. 151/II). Bu nedenle hükmün tefhim edilip edilmediği duruşma tutanağı ile kanıtlanır. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 3156. sayılı kanunla değiştirilen 381. maddesi hükümlerinin ne şekilde tefhim edileceğini düzenlemektedir. Bu madde hükmüne göre "Mahkeme, hazır olan tarafın iddia ve savunmalarını dinledikten sonra yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararı tefhim eder.
Kararın tefhimi, en az 388. maddede belirtilen hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur.
Zorunlu nedenlerle yalnız hükmün sonucunun tefhim edildiği hallerde gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak onbeş gün içinde yazılması gerekir".
Bu hükümden anlaşılacağı gibi, mahkeme hükmü gerekçesi ile birlikte tam olarak yazılmış olsa bile bunun duruşma tutanağına tamamen yazdırılması ve korunması gerekir. Zorunlu nedenlerle hükmün gerekçesi ile birlikte tamamen yazılamadığı hallerde mahkeme sadece hüküm sonucunu tefhim etmekle yetinebilir. Hüküm sonucunun ne olduğu ise 388. maddenin 2. fıkrasında belirtilmiştir. Buna göre, "hükmün sonuç kısmında, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sırası, numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir."Bu nedenle en azından hükmün sonucu açık ve şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde duruşma tutanağına geçirilip kaleminden alınmasına" veya benzeri şekilde tutanağa geçirilen beyanlarla hüküm tefhim edilmiş sayılamaz.
Mahkemece 29.4.1986 tarihli oturum tutanağında "tahkikat bitmekle gerekli karar verildi", demekle yetinilmiştir. HUMK.nun 388/II. maddesinde gösterildiği şekilde hüküm sonucunu belirtmeyen böyle bir beyanla hüküm tefhim edilmiş ve hukuki varlık kazanmış sayılamaz. Başka bir anlatımla hakim yargılamayı sona erdirdiği 29.4.1986 günkü oturumda hiçbir karar vermemiştir. Diğer taraftan H.U.M.K.nun 428/II maddesindeki hükmün sonucunu etkilemeyen usul yanlışlıklarının bozma sebebi yapılamıyacağına ilişkin kural HUMK.nun 381 ve 388. maddesine uygun şekilde duruşma tutanağına geçirilip tefhim edilen hükümlerle ilgilidir. Yukarıda açıklanan nedenler karşısında ortada hukuki varlık kazanmış bir karar mevcut olmadığından anılan 428. maddenin uygulanması da söz konusu bulunmamaktadır. Bu bakımdan yeniden yargılama yapılarak HUMK.nun 381. ve 388. maddelerinde gösterildiği şekilde hüküm verilmek üzere temyiz olunan kararın bozulması gerekir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin şimdilik incelenmesine yer olmadığına 20.11.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.