 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1986/9208
K: 1986/9482
T: 30.10.1986
DAVA : Davacının akli muvazenesinin bozulduğu ve kendisine vasi tayini gerektiği 31.12.1985 tarihli cevap dilekçesiyle açık ve kesin bir biçimde ileri sürülmüştür.
Dava ve taraf ehliyetsizliğine yönelik böylesine önemi bir iddia karşısında mahkemece yapılacak iş; HUMK.nun 42. maddesine göre, davacının vesayet altına alınmasını gerektiren bir durumun mevcut olup olmadığının belirlenmesi için Sulh Hukuk Mahkemesine yazı yazılması, bu konunun ön mesele (meselei müstehire) yapılması sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesinden ibarettir. Oysa mahkemece 5.3.1986 tarihli ikinci oturum ara kararının ikinci maddesiyle "davacının müşahade edilen haline göre vasi tayini için muayenesine mahal olmadığına" karar verilmiştir. HUMK.nun 2494 sayılı kanunla değişik 275. maddesi hükmüne göre çözümü önel bir teknik bilgiyi gerektiren hallerde mahkemece bilirkişinin oy ve görüşü alınır. Bir kimsenin vesayet altına alınmasını gerektirecek "akıl hastalığına ya da akıl zayıflığına" maruz bulunup bulunmadığı hususu, hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenebilecek konulardan olmadığından, hakimin kendisini bilirkişi yerine koyarak davacıyı müşahade etmesi va vasi tayinine gerek bulunmadığına karar verilmesi bozmaya gerektirir.
Öte yandan vesayet altına alınıp alınmama ve sonuçta vasi tayinine karar verilip verilmemesi görevi, Sulh Mahkemesine ait olduğu halde, bu yöne ilişkin değerlendirmenin görev aşılarak ve HUMK.nun 3156 sayılı Kanunla değişik 8/III. maddesi hükmü gözönünde tutulmaksızın Asliye Mahkemesince yapılması da kabul şekli bakımından Usul ve Kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına 30.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.