 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
E: 1986/7867
K: 1986/9356
T: 27.10.1986
DAVA :(M.Ö.)ile (G.Ö.) arasındaki veraset davasının yapılan muhakemesi sonunda verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle; evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Karı koca, yapacakları bir sözleşme ile mal ortaklığı usulünü kabul edebilirler (Mk. m. 211). Bu şekilde mal ortaklığını kabul eden karı kocadan birinci ölümü halinde ortaklık malların yarısı hayatta kalan karı veya kocaya intikal eder (MK. m. 221), Eşler sözleşmede yarı yarıya taksim yerine başka bir taksim şekli de kabul edebilirler. Ancak ölen eşin füruu (alt soyu) var ise, bunlar ölüm tarihinde mevcut ortaklık malların dörtte birinden hiçbir şekilde yoksun bırakılamazlar (MK. m. 222). Olayda, davacı ile eşi 14.8.1967 tarihinde re'sen düzenlenen noter senedi ile mal ortaklığı rejimini kabul etmişler ve bu sözleşme ile de, birinin ölümü halinde mirasının tamamının sağ kalan eşe kalmasını şart kılmışlardır. 9.11.1984'de koca ölmüştür. Medeni Kanunun az önce belirtilen 222. maddesi ile ölen eşin mirasçılarından sadece füruun miras hakkı, dörtte bir oranında saklı tutulmuş diğer mirasçıların miras hakları korunmamıştır. Olayımızda, miras bırakanın füruu (alt soyu) mevcut olmayıp akraba olarak kardeş ve yeğenleri kalmıştır. Medeni Kanunun 222. maddesinin açık hükmü karşısında ve mal rejimine ilişkin ortaklık senedi gereğince miras bırakan Ömer'in tüm mirasının karısı davacı Mediha'ya kaldığının kabulü zorunludur. Buna rağmen davacının iyi niyetli olmadığından söz edilerek açık kanun hükmü ihmal olunup davalılara da miras payı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda gösterilen sebeple (BOZULMASINA), 27.10.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.