 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1986/790
K: 1987/993
T: 10.02.1987
DAVA : Sarhoşluktan sanık İsmail'in yapılan yargılaması sonunda, TCK.nun 572/1, 40. maddeleri gereğince neticeten 2 ay hafif hapsine tutuklu kaldığı günlerin cezasından mahsubuna, hakkında 647 sayılı Kanunun 4 ve 6. maddelerin tatbikine yer olmadığına dair (İnegöl Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 12.6.1986 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık vekilleri tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 23.1.1987 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu suç TCK.nun 572. maddesinin 1. fıkrasına mümas olup, gerektirdiği hafif hapis cezasının miktarı itibariyle aynı Kanunun 102. maddesinin 5. bendindeki iki yıllık zamanaşımına tabidir.
Suç 14.5.1984 tarihinde işlenmiş, sanığın 12.6.1984 tarihinde icra olunan sorgusu ile zamanaşımı kesilmiş 12.6.1986 tarihinde mahkumiyet hükmü kurulmuştur.
TCK.nun 116. maddesinde dava zamanaşımının hesabında aynı kanunun 30. maddesine itibar olunacağı belirtilmekte, sözü edilen 30. maddede ise senenin resmi takvime göre hesaplanacağı ifade olunmaktadır. Resmi takvime nazaran sene 365 günden ibarettir.
TCK.nun 104. maddesinin 3038 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki şeklinde zamanaşımının kesilmeyi takip eden günden başlayacağı ilkesi kabul olunduğu halde, 3038 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sırasında zamanaşımının kesilme gününden itibaren yeniden işlemeye başlayacağı açıklanmak suretiyle kesilme gününün dahi zamanaşımının hesabında nazara alınacağı esası benimsenmiştir. Bu husus maddeyi değiştiren 3038 sayılı Kanunun gerekçesinde (Kesilme üzerine müruruzamanın, ertesi günü değil aynı gün cereyana başlaması esası doğru bulunmuştur) şeklinde ifade edilmiş olup, Mehaz Kanunun 93. maddesinde de aynı esasa yer verildiği görülmektedir.
Bu itibarla, zamanaşımının kesildiği 12.6.1984 günü dahil olmak üzere resmi takvime göre hesaplanan iki yıllık 730 günlük sürenin hükme tekaddüm eden 11.6.1986 tarihinde tamamlandığı ve hüküm kurulan 12.6.1986 tarihinden zamanaşımının gerçekleştiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet hükmü tesisi,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, sanık vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10.2.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.