 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
2. Ceza Dairesi
E: 1986/6125
K: 1986/5957
T: 19.09.1986
DAVA : Yetkili mercilerce verilen emirlere aykırı hareketten sanık Eşref'in yapılan yargılaması sonunda, TCK.nun 526/1, 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince neticeten 15.000 lira hafif para cezasıyla tecziyesine, yargılama gideri alınmasına dair, (Nazilli Sulh CezaMahkemesi)nden verilen 12.2.1986 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi C. Savcısı tarafından süresinde dilekçeyle istenmek ve dava evrakı C. Başsavcılığı'nın 17.6.1986 tarihli tebliğnamesiyle daireye gönderilmekle okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği düşünüldü:
KARAR : 1 - Hükmün dayanağını teşkil eden Kaymakamlık emri, ilçede güneşin batışından başlayarak, doğuşundan bir saat öncesine kadar, motosiklet, bisiklet ve mobiletlerin kullanılmasının trafik düzeni ile mal ve can emniyeti bakımından yasaklandığına ilişkin bulunmaktadır.
TCK.nun 526/1. maddesindeki suçun oluşması için alınan önlem veya verilen emrin kanuna aykırı olmaması ve kamu güvenliğini veya kamu düzenini ilgilendirmesi gerekmektedir.
Sözü edilen idari tasarrufun mahallin hangi özelliğinden kaynaklandığı, mobiletlerin mezkur saatlerde kullanılmalarının kamu güvenliği ve kamu düzenini ne suretle ihlal ettiği mal ve can emniyeti bakımından ne gibi sakıncalar doğurduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Şayet bu tasarruf araçların eşhas ve eşyanın emniyeti için tehlike tevlit edecek şekilde kullanılmasından kaynaklanmış ise, bu ahvalde genellik arzeden bir yasaklamaya gidilmesi yerine sözü edilen fiilleri işleyenler hakkında ilgili kanun hükümleri dairesinde ve ferdetakibat icrası mümkün bulunduğu gibi mal ve can emniyetinin alınacak diğer tedbirlerle sağlanması imkanı da mevcuttur. Kaldıki kanunla belirlenen tahditler dışında seyahat hürriyetinin Anayasal bir hak teşkil ettiği, böyle bir emrin, ikametgah veya iş yerlerine bu araçlarla gidip gelmek zorunda olan veya yasak devre içinde seyahat mecburiyetinde bulunanları önemli ölçüde mutazarrır edeceği de bir gerçektir.
Saniyen araçların kullanım şekil ve şartlarını düzenleyen Karayolları Trafik Kanununda da böyle bir tahdide gidilmemiş hangi fiillerin kanuna aykırılık teşkil ettiği açıkça belirtilmiş, icabında araçların seyrini, yer, zaman ve güzergah bakımından tahdit hususunda sözü edilen kanunla yetkili kılınan kuruluşlarca tasarrufta bulunulmasına imkan veren hükümler vazedilmiştir.
Çalışma hayatındaki gelişmeler ve yerleşim bölgelerinin giderek şehir dışındaki mahallere intikali gibi sebeplerle ülkenin pek çok yerinhde günün her saatinde kullanılmakta olan mobilet tabir edilen araçların bu ilçede uzunca bir zaman dilimi içinde istimal dışı bırakılması ve bu süre dahilinde faydalanmanın suç halinde getirilmesinin eşitlik ilkesine uymadığı izahtan varestedir.
5442 sayılı İl İdaresi Kanununun 32. maddesinin (B) ve (Ç) fıkralarında, Kaymakama kamu düzeni ve güveni ile huzuru korumak için gerekli önlemleri almak selahiyetini vermiş olup, aynı Kanunun 66. maddesinde de en büyük mülkiye amirinin kanunların verdiği yetkiye istinaden ittihaz ettiği tedbirlerin tatbik ve icrasına muhalefet kişiye istinaden ittihaz ettiği tedbirlerin tatbik ve icrasına muhalefet halinde TCK.nun 526/1. maddesinin uygulanacağı belirtilmiştir. Ancak, alınan tedbirlerin yukarıda belirtilen esaslara uygun olması icap etmektedir.
Bu itibarla; Sanığın fiilinde TCK.nun 526/1. maddesindeki suç unsurlarının oluşmadığı gözetilmeden yazılı gerekçe ile mahkumiyet hükmü tesisi,
2 - Kabule görede para cezasının noksan tayini,
SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, temyiz itiraz bu bakımlardan yerinde olduğundan hükmün BOZULMASINA, istem gibi 19.9.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.