 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/8735
K: 1986/9774
T: 30.09.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davada; davacı, muris Hıdır ile davalılar miras bırakanı Rıza'nın kardeş olduklarını ve iki kardeşin müştereken satın aldıkları 59 ada 19 parsel sayılı arsa üzerine yine müştereken bina yapıldığı halde taşınmaz Rıza adına tescil edildiğinden yarı paya ait kaydın iptalini, adlarına tescilini istemişlerdir. Davalılar, davanın reddine karar verilmesine savunmuşlardır.
Yarı paya ait kaydın iptaline davacılar adına tesciline ilişkin kararın duruşmalı olarak Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar, miras bırakanları Hıdır ile davalıların miras bırakanları Rıza'nın, Çubuk Belediyesi'nden müştereken satın alarak üzerine birlikte bina yaptırdıkları dava konusu 59 ada 19 parsel sayılı taşınmazı Rıza'nın tapuya yalnızca kendi adına kaydettirdiğini ileri sürerek 1/2 yarı paya hasren tapunun iptalini, bu payın Hıdır mirasçıları adına tescilini ve ayrıca parseldeki binaların birlikte yaptırıldığının hükmen tesbitini istemişlerdir.
Mahkemece, sabit görülerek davanın tümüyle kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden 59 ada 19 parseldeki binaların tarafların miras bırakanlarınca birlikte yaptırıldığı anlaşıldığına göre, bu maddi olgunun hükmen tesbit edilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Anılan yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün binaların birlikte yaptırıldığının tesbitine ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Davalıların 1/2 yarı paya hasren verilen iptal ve tescil kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince: Davacılar, dava konusu taşınmazın miras bırakanları Hıdır ile davalıların miras bırakanı Rıza tarafından Çubuk Belediyesi'nden müştereken satın alınmasına karşın tapuya yalnızca Rıza adına kaydedildiğini ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
İddianın belirtilen içeriğine ve niteliğine göre, yanlar arasındaki değinilen konuya ilişkin uyuşmazlığın 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme Kararı çerçevesinde çözümlenmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Sözü edilen Yargıtay İnançları Birleştirme kararı bu tür iddiaların ancak yazılı delil ile kanıtlanabileceğini öngörmektedir. Davacılar ise iddialarının doğruluğunu gösterir yazılı bir delil ibraz edememişlerdir.
Tarafların miras bırakanları Hıdır ve Rıza'nın kardeş olmaları somut olayda iptal ve tescil iddiası yönünden HUMK.nun 293/1. maddesi hükmünce tanıkların bilgisine başvurulmasını haklı kılamaz.
O halde, mahkemece, müştereken satın alma iddiasının yazılı bir delil ile kanıtlanamadığı dikkate alınıp, 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı Yargıtay İnançları Birleştirme kararı uyarınca tapu iptal ve tescil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken dinlenilen tanık sözlerine değer verilerek kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Davalıların temyiz itirazları bu yönden yerindedir, kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, gelen temyiz eden vekili için 11.000 lira duruşma vekalet ücretinin temyiz edilenden tahsiline, peşin harcın iadesine, 30.9.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.