 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/869
K: 1986/815
T: 03.02.1986
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar, iskan yoluyla kendilerine ve miras bırakanlarına verilip tapuya kaydedilen dava konusu taşınmazın tapulama 168 ve 170 parsel numaraları ile davalılar adına tesbit edildiğini ileri sürerek tesbitin iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Kararın temyizen incelenmesi süresinde davacılar tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, tapulama öncesi nedene dayanan tesbitin iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, mahkemece çekişmeli 168 ve 170 sayılı parsellerin davacılara ait tapunun kapsamında kalmadığının anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak:
1 - Dava açıldıktan sonra davalılardan Emine'nin dava konusu 168 ve 170 parsel sayılı taşınmazlardaki 3/8 paylarını Hasan isimli üçüncü bir kişiye satarak temlik ettiği anlaşıldığına göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 186. maddesi hükmünde öngörülen seçimlik haklarının davacılara hatırlatılması ve alınacak cevap doğrultusunda işlem yapılması zorunlu iken anılan usuli işlemin gereği yerine getirilmeden davaya bakılıp sonuçlandırılması isabetsizdir.
2 - Davacıdan davada dayandıkları 4.2.1950 tarih 230 nolu tapu kaydı ile dava konusu 168 ve 170 parsellerin tesbitine esas alınan tapu kaytılarının ve komşu parsellere revizyon gören kayıtların aynı tarihlerde iskan tahsisi yoluyla krokiye bağlanmaksızın tesis edildikleri dikkate alınarak yeniden keşif yapılıp, çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişiler aracılığıyla yerlerine uygulanması, yerel bilirkişilerden taraf tapuları ve komşu tapularda okunan sınırlar hakkında ayrıntılı bilgi istenmesi, bilemedikleri sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının tanınması, çekişmeli 168 ve 170 parsellerin tümüyle yada kısmen tapulamaca başka bir parsele revizyon görmeyen davacılara ait 230 nolu tapunun kapsamında kalıp kalmadığının açıkça saptanması, uzman bilirkişiye uygulamayı denetlemeye ve infazı sağlamaya elverişli kroki düzenlettirilmesi ve varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir, kabulü ile hükmün belirtilen nedenden ötürü Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin harcın iadesine 3.2.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.