 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/6769
K: 1986/6392
T: 29.05.1986
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; 531 sayılı parselini davalılardan torunu Alaattin'e ölünceye kadar bakma akti ile devrettiğini,ancak aktin koşullarını yerine getirmediği gibi taşınmazı diğer davalı karısı Mine'ye sattığını ileri sürerek iptal ve tescil istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen karar, yasal süresinde davalılar tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konusu 531 parsel sayılı taşınmazın bakıp gözetme karşılığı davacı tarafından torunu davalıya temlik edildiği ve bakım borçlusunun da bu yeri 21.8,1984 tarihinde tapuda satış suretiyle karısına devrettiği hususu kayıtlardan anlaşılmakla tartışmasızdır. Dosya içeriğinden de bakım borçlusunun sözleşmeden doğan yükümlülüğünü yerine getirmediği ve bakım alacaklısına bakılmadığı açıklıkla saptanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, bakım borçlusunun bakıp gözetme sözleşmesi ile kendisine verilen taşınmaz malı başkasına satış suretiyle devrini engelleyen bir yasa hükmü yoktur. Bakım alacaklısı BK.nun 513. madesi hükmünce kendi haklarını temin için o taşınmaz üzerinde kanuni ipotek hakkını haizdir. Ancak taşınmazın başka bir şahsa intikal ettirilmesi halinde bakım alacaklısı yasadan kaynaklanan ipotek hakkını yeni malike karşı da ileri sürebilmek için mülkiyetin naklinden sonra üç ay zarfında bu hakkının tescil olunması icap eder. Bu husus Medeni Kanunun 808. maddesi hükmü gereğidir. Olayda çekişmeli taşınmazın bakım borçlusu tarafından karısına temlikinden itibaren üç ay içerisinde bakım alacaklısınca kanuni ipotek hakkınına tescili isteğinde bulunulmamışsa da, davalılar bakım borçlusu ile karısının bakım borcunu yerine getirmemekle beraber nizalı taşınmazın bakım alacaklısına geri dönmesini önlemek amacı ile el ve iş birliği içerisinde bulundukları ve kötü niyetli oldukları duruksamaya yer bırakmayacak biçimde anlaşılmaktadır. İyi niyetli müktesipler yasanın koruyuculuğu altında ise de kötü niyetli müktesebin yasaca himayesi düşünülemez.
Bu itibarla bakım alacaklısının çekişmeli taşınmazdaki yasadan doğan akidine karşı ayn'a ilişkin sözleşme koşullarının yerine getirilmemesi nedeniyle geri alma hakkının yeni malik bakım borçlusunun eşine karşı da ileri sürmesine olanak tanınmasının MK.nun 2. maddesinde de uygun düşeceği kuşkusuzdur.
SONUÇ : Hal böyle olunca, mahkemece yazılı olduğu üzere davanın kabul edilmesinde isabetsizlik yoktur. Temyiz itirazları yerinde değildir, reddiyle hükmün (ONANMASINA), 29.5.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.