 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/5858
K: 1986/5677
T: 14.05.1986
DAVA : Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada: Davacı, miras bırakanı (S.)'a 4753 sayılı Yasa ile tahsis edilen 3.3.1957 tarih 6 no'lu tapulu yere davalı (K.)'in elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı ve karşı davacı satın almaya dayanarak davanın reddini savunmuş ve karşılık davasında davalı (M.)'den 1.500.000 lira tazminatın alınmasını istemiştir.
Mahkemece, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne, 350.000 lira satış bedelinin davalı (M.)'ten alınarak karşı davacı (K.)'e verilmesine dair verilen karar yasal süresinde davalı karşı davacı (K.) tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Tüm dosya içeriğine göre sair temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, ancak elatma davasının iddiasına dayanarak yapılan tapu malikinin ölüm tarihine göre iştirak hali mevcuttur ve tüm mirasçıların davaya muvafakatları sağlanmıştır. Çekişme kanusu taşınmazın, davacının dayandığı murisine ait tapu kaypsamında kaldığı ve bu yerde, davalının, mirasçılardan (M.)'ten 350.000 lira bedelle haricen satın almasını takiben üzerinde bina yaptığı hususu tartışmasızdır. Gerçekten iştirak halinde mülkiyette iştirakçilerden birinin üçüncü şahsa yaptığı satış geçersizdir. Ne var ki taşınmaz köyde olup satan mirasçı dışındakilerde yine aynı köyde ikamet etmektedirler. Davalı binasının, tek mirasçıdan taşınmazı haricen satın almakla birlikte diğer mirasçıların gözleri önünde tamamlamıştır. Temyize konu elatmanın önlenmesi davası da davacı tarafından binanın bitmesinden sonra uzun süre beklenilmesini takiben açılmıştır. Olayların doğal akışı içerisinde paylarını satmamış bulunan iştirakçilerin gözleri önünde cereyan eden ve ses çıkarmadıkları bu durum karşısında taşınmazın haricen satışına icazet verdiklerinin kabulü gerekir. Bina arzın mütemmim cüzüdür. Kural olarak üzerinde bulunduğu ana gayrimenkule bağlıdır. Bu durumda tapulu yerin haricen satışı geçersiz ise de davalının binasını yapmada akidinin haricen satması, diğer mirasçıların da bu satışa icazetleri nedeniyle iyiniyetli sayılmasının hakkaniyete uygun düşeceği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca mahkemece davalının davacılara ait taşınmaz üzerinde haricen satın alma suretiyle bina inşa etmek ve bağ yetiştirmek suretiyle yaptığı faydalı ve zaruri masraflar giderinin belirlenerek bu miktar üzerinden davalı yararına hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmasının önlenmesine karar verilmesi geretiği düşünülmeksizin yazılı olduğu üzere mutlak olarak davanın kabulü isabetsizdir. Mümeyyiz davalı ve karşılık davacının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün anılan nedenden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14.5.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.