 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/5384
K: 1986/6236
T: 26.05.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Konya Asliye Hukuk Hakimliği)nden verilen 5.12.1985 gün ve 6/775 sayılı hükmün onanmasına dair daireden verilen 17.2.1986 gün ve 1400/1529 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava konusu 11 nolu apartman dairesinin davacının bayii Nermin'e üyesi olduğu yapı kooperatifince kur'aya dayalı olarak 22.5.1976 tarihinde tahsis edilmesini müteakip Nermin davalının annesi Ayşe'ye haricen satıldığı kanıtlanmış olup, esasen bu yön yanlar arasında tartışmasızdır. Harici satıştan yaklaşık yedi ay sonra Nermin'in Ayşenin oğlu davalı Atilla'yı 6.3.1978 tarihli vekaletname ile kendisine vekil tayin ederek ferdileştirme işlemi uyarınca 14.7.1980 tarihinde adına tapuya tescilin yapılmasını sağladığı da sabittir. Öte yandan 6.3.1978 tarihli vekaletnamenin satış yetkisini içermemesinden ötürü dava konusu dairenin mülkiyetini haricen satın alan davalının annesi Ayşe'ye tapuda kayden aktarılamadığı; harici satışın tapuda kat'i satışa dönüşmesinden cayılması üzerine davalı Atilla'nın bu daireyi vekaletnameye dayanarak 15.11.1981 tarihli sözleşmeyle yıllığı 10.000 liradan on yıllığına eşi Adeviye'ye kiraladığı anlaşılmaktadır. Davacının bayii Nermin ile davalının annesi Ayşe arasındaki harici satıştan kaynaklanan uyuşmazlık Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 1984/660 esasında kayıtlı başka bir davanın konusu teşkil etmiş ve o davada çözümlenmiş olmakla, işbu davadaki uyuşmazlık 15.11.1981 tarihli kira sözleşmesinin geçerli olup olmadığı noktasında odaklaşmıştır. İlk bakışta davalının 6.3.1978 tarihli vekaletnameye dayanıp kira sözleşmesi yapmasında bir usulsüzlük bulunmadığı kural olarak ifade edilebilirse de; somut olayın yukarıda değinilen kendine özgü yönleri dikkate alındığında, 15.11.1981 tarihli kira sözleşmesinin bayii Nermin'i ve davacıyı bağlıyan gerçek ve geçerli bir kira sözleşmesi niteliği ile değerlendirilmesi mümkün değildir. Önceden yapılan harici satışın tapuda kat'i satışa dönüştürülmemesinden ötürü böyle bir yola başvurulduğu ve değinilen sözleşmenin düzenlendiği bellidir. il hudutları içerisinde kalan davaya konu dairenin yıllığı 10.000 liradan on yıllığına gerçekten kiralandığının kabulü hayatın olağan icaplarına da uygun düşmez. Ayrıca kiranın esaslı unsurunu teşkil eden kira bedelinin ne yeni malik davacıya nede bayiine ödenmediği de ortadadır. O halde eşinin kiracı sıfatını taşıdığından ve davalının da kiracı olan eşine teb'an dava konusu dairede oturduğundan söz etmek olanağı yoktur. Bu itibarla mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi isabetsizdir. Belirtilen yönler davacının karar düzeltme istemi üzerine yapılan inceleme sonunda anlaşılmış olmakla,
HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme isteminin kabulüne ve dairenin yanılgılı değerlendirmeye dayanan 17.2.1986 tarih 1490/1529 sayılı onama kararının ortadan kaldırılmasına,
SONUÇ : Konya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 5.12.1985 tarih, 6/775 sayılı kararının yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), peşin harcın iadesine, 26.5.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.