 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/432
K: 1986/428
T: 27.01.1986
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar vekili, müvekkillerinin miras bırakanı İbrahim'in üzerindeki tap kayıtlarının kapsamında kalıp 1123 ve 1126 sayılı parsellere katılması gereken dava konusu 1127.50 m.2 lik yerin tapulamaca davalılara ait komşu 1124, 1127, 1153, 1154 parsellerde bırakıldığını ileri sürerek iptal, tescil ve muarazanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmiştir. Kararın temyizen incelenmesi süresinde davacılar, davalı kişiler ve davalı Hazine tarafından istenilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davacıların ve davalılardan Hazinenin temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Davalıların temyizine gelince, davacıların davada dayandıkları Nisan 1952 tarih, 19 ve Eylül 1948 tarih 87 nolu tapu kayıtları miras bırakanları İbrahim tarafından önceden açılan hasımsız miktar ve sınır tashihi davasına konu yapılmış ve 3.2.1961 tarih 394/33 sayılı kararla kayıtların tashih ve tevhidine karar verilmiş, kapsamlarını belli eden ölçekli bir kroki de düzenlenmiştir. Anılan ilam ve dayanağı 7.7.1960 tarihli kroki, ilamın tarafı olmayan davalıları bağlamaz ise de, davacıları halefiyet yoluyla bağlayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca 7.7.1960 tarihli krokinin uzman bilirkişi aracığıylı yerine uygulanması zorunludur. Öte yandan davacıların dayandığı iki parça tapudan ikinin Ocak 1320 tarih 40 nolu geldisinde sekiz dönüm miktarıyla sicile kayıtlı iken, 1952 senesinde krokiye bağlanmaksızın iki eşit parçaya ifraz edildiği bu parçalardan birinin Nisan 1952 tarih, 19 numarada davacıların miras bırakanı İbrahim'e geçtiği, diğer parçanın da Nisan 1952 tarih, 20 numarada tescil görüp, tapulama sırasında 1124 parsele revizyon gördüğü dikkate alınıp, müfrez tapuların kapsağıdı yerleri ayıran ortak sınırın açıkça saptanmamış olması da doğru değildir.
Bu itibarla, mahkemece yeniden keşif yapılarak 7.7.1960 tarihli krokinin uzman bilirkişi ve tarafların dayandıkları tapu kayıtlarının ve çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasında seçilecek yerel bilirkişiler araçılığıyla yerine uygulanması, özellikle taraf taşınmazlarını ayıran ortak sınırların saptanması, yerel bilirkişilerin bilemedikleri dış ve ortak sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağının tanınması, ortak sınırların tayininde yukarıda değinilen ifraz biçiminin de dikkate alınması, uzman bilirkişiye uygulamayı izlemeye ve infazı sağlamaya elverişli kroki düzenlettirilmesi ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilip yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
SONUÇ : Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK. nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın iadesine, 27.1.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.