 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/3447
K: 1986/3591
T: 27.03.1986
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar, kadastroca, 2613 sayılı Yasanın 22/H maddesi gereğince davalı Hazine adına tesbit ve tescil edilen 60 ada 29 parselin tamamı ile aynı ada 13 parselin 2911 m2.lik kısmının 3.9.1975 tarih 16 sayılı tapuları kapsamında kaldığını ileri sürerekiptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar süresinde davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Davacılar kadastroca davalı Hazine adına 2613 sayılı Yasanın 22/H maddesine dayanılarak tesbit gören 29 sayılı parsel ile 13 sayılı parselin 2911 m2.lik kısmının 3.9.1975 tarih 16 sayılı tapuları kapsamında kaldığını ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Yapılan inceleme ve uygulama hükme yeterli değildir. Davacıların dayandıkları tapu kaydının İstanbul Grubu Fen Amirliği'nin 3.6.1944 tarih 1277 nolu ifraz haritası mucibince tesis edildiği dosya arasındaki kağıt örneğinin incelenmesinden anlaşılmaktadır. Böylece, davacıların dayandıkları kaydın ifrazen oluştuğu ve kapsamını belirleyen bir de ifraz krokisi bulunduğuna göre, öncelikle ifraz krokisinin getirtilip uzman bilirkişi aracılığı ile mahalline uygulanmak suretiyle kapsamının saptanması, nizalı yerin bu kapsam içerisinde kaldığının anlaşılması halinde davanın kabulüne, aksi halde reddine karar verilmesi gerekir. Ancak, kaydın dayanağı ifraz krokisinin uygulama olanağı bulunmadığının tesbiti halinde davacılara ait kaydın ilk tesis tarihinden itibaren tüm tedavülleriyle birlikte getirtilerek yerel bilirkişiler aracılığı ile mahalline uygulanması ve temel kayıt kapsamının tayini, ondan sonra bu kapsam içerisinde müfrez kayıt kapsamlarının ayrı ayrı ve ayrıntılı biçimde saptanması ve bu suretle dava konusu yerin davacıların müfrez kayıt kapsamında kalıp kalmadığının saptanması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan ilkeler doğrultusunda inceleme ve uygulama yapılmadan yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. Davalı Hazinenin ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın iadesine, 27.3.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.