 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/14434
K: 1987/978
T: 12.02.1987
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacılar, aslında bağış olduğu halde mirastan mal kaçırmak amacıyla miras bırakan tarafından satış gösterilmek suretiyle davalıya temlik edilen 571 parsel sayılı taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile payları oranında tescil istemişlerdir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresinde davalı tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar, dava konusu taşınmazın müşterek miras bırakan tarafından mirastan mal kaçırmak amacıyla davalıya temlik edildiğini ileri sürüp, miras payları oranında iptal ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Mahkemece iddia doğrultusunda soruşturma ve nitelendirme yapılmış, sabit görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Gerçekten, yanlar arasındaki uyuşmazlığın BK.nun 18. maddesinde deyimini bulan muvazaalı temlik iddiasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi muvazaa iki türlü olabilir, ya taraflar herhangi bir hukuki işlemi yapmayı (oluşturmayı) istememelerine rağmen görünüşte bir hukuki işlem yapılmışçasına irade açıklamasında bulunurlar; yada taraflar gerçekten belli bir hukuki işlem yapmak isterler, ancak onu gizlemek amacıyla başka bir işlemin kurulduğu görüşünü yaratmak üzere irade açıklamasında bulunurlar, taraflar ister yalnız bir görünüş yaratmayı, ister ikinci bir gizli işlem yapmayı arzu etmiş olsunlar, görünüşteki zahiri işlem gerçek iradeye uğramadığından herhangi bir sonuç doğurmaz. Gizlenen işlem ise şekline uygun olarak yapılmadığı için geçersizdir.
Somut olayda davaya konu edilen 571 parsel sayılı taşınmazın aslı tapusuzdur. Tapulama tesbiti sırasında tutanağına "tahdit ve ölçüsü yapılan bu taşınmaz mal senetsiz olarak Raşit'in 30 seneyi aşkın zilyetliğinde iken 1972 yılında torunu Mehmet oğlu Rauf'a adiyen ve haricen 70.000 lira bedelle sattığını ve zilyetliğini devrettiğini" yazılarak davalı Rauf adına tesbit ve tapuya tescil edilmiştir. Bir an için yerel mahkemenin benimsediği gibi müşterek miras bırakan Raşit'in davalı torunu Rauf'a yaptığı gerçek temlikin bağış olduğu kabul edilse dahi, hukuki işlemin (sözleşmenin) konusu olan taşınmaz tapu sicilinde kayıtlı bulunmadığına göre tapusuz taşınmaz üzerindeki zilyetlikten ibaret hakkın devrine ilişkin gizli sözleşme bağışlama hiçbir şekil şartına bağlı olmadığından geçerlidir. Bu itibarla davacıların tapusuz taşınmazın zilyetliğinin muvazaalı işlemle davalıya devir ve teslim edildiği yolundaki iddiaları yasal dayanaktan yoksundur. Yasal dayanağı bulunmayan bir iddianın iptal sonucunun doğuramayacağı da kuşkusuzdur.
O halde mahkemece değinilen ilkeler gözönünde tutulmak suretiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken somut olaya konu temlik işlemi özelliğinin değerlendirilmesinde yanılgıya düşülerek yazılı şekilde iptale karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin alınan harcın geri verilmesine, 12.2.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.