 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/13684
K: 1987/196
T: 22.01.1987
DAVA : Taraflar arasında görülen davada; davacı, davalılara ait 233 parsel sayılı taşınmazın davacıya ait 115 parselin sınırında bulunan ağaç dallarının fındık mahsulüne zarar verdiklerini belirterek ağaçların kesilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkeme, davanın kabulüne karar vermiştir. karar, yasal süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı davalıya ait 233 parsel sayılı taşınmazın üzerinde bulunan akasya, kızılağaç ve meşe türündeki ağaçların dalları ve gölgeleri ile kayden maliki olduğu 115 parsel sayılı fındak bahçesinde zarara sebebiyet verdiklerini ileri sürüp, ağaçların kesilerek zararın giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, gölgelerinden ötürü davacının fındık bahçesinde zarara yol açtıklarının sabit görüldüğünden bahisle toplam 88 adet ağacın dipten kesilmesine ve zararın bu şekilde giderilmesine karar verilmişir. Gerçekten, yapılan keşiflerde hazır bulunan uzman bilirkişilerin düzenlediği raporlardan davalıya ait komşu taşınmazlardaki ağaçların zenlediği raporlardan davalıya ait komşu taşınmazlardaki ağaçların gölgeleri ile davalının fındık bahçesinin bir bölümünde zarara yol açtıkları ve fındık mahsülünü etkiledikleri anlaşılmaktadır. Ne var ki, hükme esas alınan uzman bilirkişi raporlarında zarara sebebiyet veren gölgenin ağaç dallarının kısmen budanarak (kesilerek) aralanması ya da benzeri başkaca bir işlemin veya işlemlerin yapılması şeklindeki önlem ya da önlemlerle giderilip giderilemeyeceğine hiç değinilmemiş, ağaçların dipten kesilmeleri yolundaki önlem soyut bir görüş olarak bildirilmiştir.
Bilindiği üzere, Medeni Yasanın 661. maddesi hükmü komşuluğa ilişkin zorunlu çıkar çatışmalarını düzenleyen ve dengeleyen temel bir hukukkuralıdır. Bu nedenle komşuluk hukukundan kaynaklanan uyuşmazlığı çözmek durumunda kalan hakim gerek zararı saptama, gerekse zararı giderici önlem ya da önlemleri bulma yönünden her somut olayın özelliğini gözetmek, çıkar çatışmalarını olaya en uygun düşecek şekilde bağdaştırmak ve özverileri denkleştirmek durumundadır.
O halde, mahkemece uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde yeniden keşif yapılması, uzman bilirkişilerden gölgenin yol açtığı zaranın taraf taşınmazlarının konumuna, niteliklerine yöresel örf ve adetlere, özellikle teknik ziaat kurallarına göre başkaca önlem yada önlemlere başvurulmak suretiyle giderilip giderilemeyeceğini bilimsel ve gerekçeli biçimde açıklayan rapor alınması ve alınacak raporda önerilen önlem ya da önlemlerden olaya en uygun düşenine ve adil olanına hükmedilmesi gerekirken önlem yönünden açıklama taşımayan ve bu yönüyle hükme yeterli olmayan raporlara dayanılarak karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ : Kabule göre de; davacının isteğini dava dilekçesinde 233 parsel sayılı taşınmazdaki ağaçlar ile sınırladığı gözardı edilerek istek dışına çıkılıp, davalıya ait diğer taşınmazın üzerinde bulunan ağaçlar hakkında da hüküm kurulması doğru değildir. Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 428. madesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın iadesine, 22.1.1987 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.