 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/12182
K: 1986/12162
T: 20.11.1986
DAVA : Taraflar arasında görülen davada, davacılar paylı olarak maliki bulundukları 302 ve 409 parsellere davalının elattığını ileri sürerek önlenmesini istemişledir. Davalı, paydaşların Nefise ile aralarındaki bakma sözleşmesine dayanarak taşınmazları kullandığını savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne ilişkin olarak verilen kararın süresi içinde davalı tarafından temyiz edildiği görülmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacılar, paydaşı oldukları 302 ve 409 parsel sayılı taşınmazlara davalının elattığından bahisle önlenmesini istemişlerdir. Gerçekten dava konusu taşınmazların tamamının davalı Hasan tarafından kullanıldığı yapılan uygulamayla saptanmıştır. Esasen bu yön, yanlar arasında tartışmasızdır. Nevar ki, davalı çekişmeli taşınmazlarda paydaş bulunan dava dışı Nefise'nin payının sözleşme ile kendisine devredildiğini savunmuş ve noterlikçe düzenlenen 21.12.1978 tarihli bakıp gözetme sözleşmesini dosyaya ibraz ederek bu durum kanıtlamıştır. MK.nun 625/1. maddesi hükmünce paydaşlardan her biri müşterek menfaatlar için diğer paydaşları temsil edebilir. Bu hüküm uyarınca paydaşlardan biri ilke olarak müştereken maliki bulunulan taşınmaza üçüncü kişilerin elatmalarının önlenmesi davasını açabilir. Burada ortak yararların haklı gösterildiği yasal temsil söz konusudur. Olayda davalının ibraz ettiği bakıp gözetme karşılığı pay temliki sözleşmesi aynı değil, kişisel hak sağlayacak ise de, bu sözleşmenin varlığı nedeniyle davacıların az önce belirtilen yasal temsil hakkı dava dışı paydaş Nefise yönünden ortadan kalkmış olmaktadır. Diğer bir anlatımla davacıların işbu davada payını noterde davalıya devreden Nefise'yi temsil ettiklerinden söz edilemez. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 20.41979 tarih 1-1026/398 sayılı kararında değinilen durum açıklanmış bulunmaktadır.
SONUÇ : O halde, mahkemece yukarıda değinilen ilkeler gözönünde tutularak paya elatmanın önlenmesi biçiminden hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün belirtilen nedenlerden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin harcın iadesine, 20.11.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.