 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/11459
K: 1986/13758
T: 18.12.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Torbalı Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 14.3.1986 gün ve 520/113 sayılı hükmün bozulmasına dair, daireden verilen 10.7.1986 gün ve 8286 - 8446 sayılı kararın süresi içinde tashihen tetkiki davacı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, belediye sınırları içerisinde bulunan taşınmaz hakkında 766 sayılı yasanın uygulanması sonucu, hazine adına oluşturulan 470 parselin tesbitini iptali ile tescili isteğine ilişkindir. Mahkeme iptal ve tescile karar vermiş, Daire, 766 sayılı yasanın 31/2. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süre geçtiğinden mahkeme kararını bozmuştur.
Çekişmeli yerin Torbalı belediyesi sınırları içerisinde bulunduğu yapılan uygulama, bilirkişi raporu ve dosyadaki sair delilerle saptanmıştır. 766 sayılı Tapulama Yasasının 1. maddesi bu yasanın il ve ilçelerin merkez belediye sınırları dışında kalan taşınmazlarla ilgili olarak kadastro planları tanzim ve tapu sicilleri tesis edeceğini hükme bağlamıştır.
Bilindiği gibi Tapulama Kanunu bir tasfiye kanunu olduğu için, temel kanulara, özellikle Medeni Kanun'un getirdiği ilkelere aykırı hükümlere taşımaktadır. O halde temel kurallara aykırı hükümler taşıyan bir tasfiye kanunu ancak koyucunun belli ettiği yerlerde uygulanabilir. Bu takdirde varlık ve yürürlük kazanabilir. Bu bakımdan ilçelerin merkez belediye sınırları içinde tapulama yapılmışsa bu tapulamanın hangi safhada olursa olsun ve hangi nedene dayanırsa dayansın hükümsüz sayılması zorunludur. Nitekim Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 13.11.1975 gün ve 1974/7248 esas, 1975/5958 karar no'lu ilamı da bu görüşü vurgulamaktadır.
Somut olayda Torbalı ilçesi Belediye sınırları içerisinde bulunan dava konusu taşınmaz bitişiğindeki köyle tapulama faaliyetleri başlaması sebebiyle birlik hududu çizilirken yanlışlıkla köy hududuna alınmış ve 766 sayılı Tapulama Yasası hükümlerine göre tesbit yapılıp sicil oluşturulmuştur. Taşınmaz Torbalı ilçesi yasa hükümlerinin uygulama alanı içerisinde bulunduğuna göre kadastro bölgesi ve 2613 sayılı yasa hükümlerinin uyulama alanı içindedir. Yanlışlıkla 766 sayılı yasa uygulanmak ya da bedel ödenmemekle birlikte bu yasanın yürürlüğünden itibaren on yılık süre sonunda mülkiyetinin mutasarrıfına geçmesi imkanı sağlanmıştır. Hal böyle olunca mahkemce öncelikle dava konusu taşınmazın mülkiyetinin yasada öngörülen biçimde mutasarrıfına geçmiş olup olmadığının tesbiti, bunu için de mutasarrıfın 2762 sayılı yasanın yürürlük tarihinde sağ olup firari bulunmaması, bu tarihten itibaren teviz bedelini ödemiş veya ödememesine rağmen sağ ve firari olmama halinin on yıllık süreyi doldurmuş bulunması gerektiği kuşkusuzdur. Bu itibarla mahkemece açıklanan esaslar doğrultusunda özellikle taşınmazın hazine adına tescil edildiği ve 2762 sayılı yasanın 2888 sayılı yasa ile değişik 29. maddesi hükmü gözetilerek incelme yapılması, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken bu yön düşünülmeksizin yazılı olduğu üzere davanın kabul edilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA 18.12.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.