 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Hukuk Dairesi
E: 1986/10159
K: 1986/11243
T: 27.10.1986
DAVA : Taraflar arasında görülen davada: Davacı, manevi evladı davalı Lütfi'nin ölünceye kadar bakacağından bahisle kendisini kandırarak dava konusu 243 ve 373 parselleri tapuda satış göstermek suretiyle aslında bedelsiz olarak temellük ettiğini, daha sonra da damadı diğer davalı Mehmet'e muvazaalı şekilde kaçırdığını ileri sürmüş, tapu iptal isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkeme, sabit olmayan davanın reddine karar vermiştir. Karar süresinde davacı vekili tarafından temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davacı, manevi evladı davalı Lütfi'nin ölünceye kadar bakacağından bahisle kendisini kandırması sonucu dava konusu taşınmazları iktisap ettiğini, daha sonra da damadı olan diğer davalı Mehmet'e muvazaalı şekilde kaçırdığını ileri sürmüştür. Tapu kayıtlarına göre davacının maliki bulunduğu davaya konu 243 ve 373 parselleri 3.9.1979 tarihinde davalı Lütfi'ye onun da 11.10.1979'da diğer davalı Mehmet'e satış suretiyle koşulsuz olarak temlik ettiği, dava dilekçesi içeriğinden de davanın hata ve hile hukuksal nedenine dayalı olarak açıldığı duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde anlaşılmaktadır. Gerçekten davacı ile davalı Lütfi arasında düzenlenen 3.9.1979 tarihli yazılı sözleşme dahi gerçek amacın ölünceye kadar bakma akdi olduğunu apaçık ortaya koymaktadır. Bunun yanısıra tanık sözleri ve tüm dosya içeriğine göre yaşlı, bakıma muhtaç olan davacının manevi evladı davalı Lütfi tarafından ölünceye kadar bakılacağı vaadiyle kandırılıp hataya düşülerek dava konusu taşınmazların önce davalı Lütfi'ye daha sonra da Lütfi'nin damadı diğer davalı Mehmet'e tapuda satış gösterilmek suretiyle temlik edildiği davalı Mehmet'in bu durumu bilen ve bilmesi gereken kişi olduğu, yargılama aşamasındaki feragat ve sulhün tehditle illetli bulunduğu kanıtlanmıştır. Hal böyle olunca davanın kabulü gerekirken aksine düşüncelerle ve yanılgılı değerlendirme sonucu reddedilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü BOZULMASINA, 27.10.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.