 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1986/832
K: 1986/1105
T: 10.03.1986
DAVA : Nuran Ekemer'e yaptığından ötürü sanık Fethi Gül'ün TCK.nun 421/2 ve 647 sayılı Yasanın 4. maddeleri uyarınca sonuç olarak 54.000 lira ağır para cezasıyla cezalandırılmasına, Manisa 1. Asliye Ceza Mahkemesince verilen ve sanığın şartla salıverilmesi kararının geri alınmasına ilişkin olup, Yargıtay yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş bulunan Manisa Sulh Ceza Mahkemesinin 10.10.1984 tarih, 1145/757 sayılı hükmünün, sanığın şartla salıverilmesinin geri alınmasına ait kısmının yasaya aykırılığı nedeniyle yazılı emir yolu ile mahkum lehine bozulmasının C. Başsavcılığınca istenmesi ve dosyanın tevdi edilesi üzerine hükmün bu kısmının Dairemizin 10.12.1984 gün, 1984/4478-4713 sayılı ilamı ile bozulduğu ve bu bozmaya dayanılarak yerel mahkemece dosya yeniden ele alınarak yapılan yargılama sonunda 22.2.1985 tarih, 1284-184 sayılı son hükmün tesis edildiği ve sanığın temyizi ile dosyanan incelenmek üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmakla yapılan inceleme sonunda gereği düşünüldü:
KARAR : CMUK.nun 343. maddesinde mahkemelerden verilen ve Yargıtayca incelenmeksizin kesinleşen karar ve hükümlerde yasaya aykırılık yapıldığını öğrenen Adalet Bakanı o karar ve hükmün bozulması için Yargıtaya başvurmasını yazılı emir yolu ile C. Başsavcılığından isteyebilir, yazılı emirde bozmayı gerektiren yasal nedenler gösterilir. C. Başsavcılığı tebliğnamesiyle yalnız bu nedenleri yazar, dosya ilgili Daireye gönderilir. Yargıtay bozma nedenleri doğru bulursa karar ve hükmü bozar, mahkemelerden verilen hükümlerin bu suretle bozulması aleyhine etki yapmaz, yerinde görülen bozma nedenleri mahkumun cezasının tümünün kaldırılmasını icabettiriyor ise Yargıtay evvelce hükmedilen cezanın çektirilmemesini kararında ayrıca yazar.
Bozma nedenleri mahkumun cezasının tümünün değil, daha hafif bir cezanın uygulanmasını gerektirir ise, Yargıtay, uygulanması icabeden cezanın neden ibaret olduğunu da kararında gösterir, denilmekte ve 20.10.1932 gün, 1982/29-12 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da bu husus vurgulanmaktadır.
Hal böyle olunca ve yerel mahkemenin Yargıtay yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş olan 10.10.1984 tarih, 1145/757 sayılı alk hükmü sadece koşullu salıverilme kararının geri alınmasının isabetsizliği yönünden yazılı emir isteği gibi CMUK.nun 343. maddesi uyarınca bozulmuş bulunmasına nazaran yerel mahkemece bu biçimdeki bozmadan sonra yeniden duruşma açılmaması ve koşullu salıverilme kararının geri alınması dışında kalan 54.000 liralık ağır para cezasına ilişkin kesinleşmiş ilamın infaz edilmek için C. Başsavcılığına göndermekle yetinilmesi ve Dairemizin 10.12.1984 gün, 4478/4713 bozma ilamında CMUK.nun 343. maddesinin 5. fıkrasının 2 nolu bendi gereğince uygulanması gerekli cezanın neden ibaret bulunduğunun ayrıca gösterilmemiş olmasının ağır para cezasının yerine getirilmesine engel teşkil etmiyeceği ve duraksama halinde infaz ile ilgili bu hususun açıklattırılması ve tamamlatılması için C. Başsavcılığınca yasal yollara başvurulabileceğinin düşünülmesi gerekirdi.
Bu itibarla; davanın esasını da halletmiş olan Dairemizin bozma hükmü üzerine yargılamanın yinelenerek yeniden karar verilmesi,
Yasaya aykırı, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, 10.3.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.