 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
1. Ceza Dairesi
E: 1986/201
K: 1986/1477
T: 27.03.1986
DAVA : TCK.nun 80. maddesinin ilk cümlesinde zincirleme (müteselsil) suç "bir suç işlemek kararının icrası cümlesinden olarak kanunun aynı hükmünün birkaç defa ihlal edilmesi muhtelif zamanlarda vaki olsa bile bir suç sayılır" biçiminde tanımlanmış, maddenin son cümlesi ile de "fakat bundan dolayı terettüp edecek ceza altıda birden yarıya kadar arttırılır" denilmek suretiyle cezanın uygulama şekli gösterilmiştir.
Bu maddeye göre bir suç işlemek kararının yerine getirilmesi için yasanın aynı hükmünü birden çok bozan, aynı zamanda ya da çeşitli zamanlarda işlenip yinelenen ve herbiri başlı başına suç oluşturan eylemlerin tümü failin amaç ve hedefindeki ve suç işleme karşısındaki birlik nedeni ile bir suç işleme kararından doğmuş olmaları itibariyle tek zincirleme (müteselsil) suç oluştururlar.
Böyle olunca:
a) Her biri başlıbaşına suç teşkil eden birden çok eylem vardır.
b) Aynı veya çeşitli zamanlarda işlenen ve yinelenen birden çok eylem ile yasanın aynı hükmüne, aynı hakka birden çok kez karşı gelinmektedir.
c) Suç işlemek amaç, hedef ve kastında birlik vardır. Eylemler aynı suçu işlemek kararından doğmuştur.
CYYY.nın 2., 3., 12. ve 230. maddeleriyle aralarında kişisel, ya da eylemsel bağ bulunan davaların birleştirilmesi olanağı sağlanırken hem davaların kısa zamanda bitirilmesi, hem de aynı sanık veya eylemle ilgili kanıtların birarada toplanıp, kül halinde değerlendirilmesi suretiyle doğru ve adil sonuca varılması amaçlanmıştır.
Dava konusu olaya gelince; sanık Yüksek hakkında Ziraat Bankası Ürgüp şubesi müdürü olarak görev yaptığı sırada Ürgüp'te petrol bayii Sadettin, Kırşehir Başak Otobüs İşletmesi sahibi İsmet, Ürgüp'te müze müdürü Muammere, Ürgüp'te müteahhit İbrahim için hesaplarında yeterli para olmadığı halde olumlu provizyon vermek "olumlu yanıt vermek" ve müşteri lehinde çek verildiği hallerde de çekin ilgili olduğu yerden provizyon almadan ödeme yapmak ve böylece müşteriler yararına haksız çıkar sağlamak suretiyle vaki eylemlerinden ötürü tüm sanıklar hakında zimmet suçundan kamu davası açıldığı,
Sanık Yüksel ve İsmet haklarında aynı nitelikte zimmete para geçirmekten dolayı Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 1983/15 esasında kayıtlı aynı bir davanın da görülmekte olduğu ve bu biçimde Nevşehir ve Kırşehir Ağır Ceza Mahkemelerindeki davalar arasında kişisel ve eylemsel bağ (irtibat) mevcut bulunduğu anlaşılmaktadır. Zimmet zincirleme biçiminde de işlenebilen suçlardan olmasına göre ve mahkemenin 1982/66 esasında kayıtlı dosyasındaki kamu davası ile Kırşehir Ağır Ceza Mahkemesinin 1983/15 sayılı dosyasındaki kamu davası arasında mevcut bağ "irtibat" nedeniyle aynı soruşturma düzeyinde bulunan ve bu davaların birleştirilmesi tüm kanıtların birarada toplanması gerekiyor, bundan sonra bilirkişi incelemesi yaptırılması sonuca nazaran ayrı ayrı mahallerde işlenmiş olan zimmet suçlarının tümünün bağımsız suçları
mı, zincirleme "müteselsil" tek suçu oluşturduğunu mu tayin ve takdiri gerektiği düşünülmeden ve 27.1.1984 günlü oturumda birleştirme talebinin kabul edilmiyerek eksik soruşturma ile yazılı şekilde hükme varılması,
Yasaya aykırı, C. Savcısı ile sanıkların temyiz itirazları ve sanık Sadettin, Muammer, Yüksel ile sanıklar vekillerinin duruşmalı inceleme sırasındaki savunmaları bu nedenle yerinde görüldüğünden tebliğname ve mütalaaya aykırı olarak CMUK.nun 321. ve 326. maddeleri uyarınca ceza miktarı bakımından kazanılmış hak saklı kalmak koşuluyla hükmün BOZULMASINA, 27.3.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.