 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1986/4393
K: 1987/3538
T: 13.10.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davanın İstanbul 2. Asliye Hukuk Hakimliğince görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla işin gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Film yapımcısı olan davacı ile davalı aktör arasında yapılan 13.3.1985 tarihli sözleşmede, 20.6.1985 tarihi ile 20.7.1985 tarihi arasında yapılacak filmin hem Türkiye hem de Almanya'da çekimlerinin gerçekleştirileceği öngörülmüştür. Sözleşmenin 7 nci maddesinde bu tarihler arasında 15-20 günlük bir değişim olabileceği belirtilmiştir. Davacı, davalının belirtilen tarihlerde yurt dışına çıkışının yasaklandığını ileri sürerek ifası imkansız hale gelen sözleşmenin feshini ve davalıya ödenen 7.000.000 TL.'nın iadesini dava etmektedir.
Gerçekten davalının sözleşmede öngörülen tarihlerde yurt dışına çıkışının yasaklandığı İçişleri Bakanlığının 2.1.1984 gün ve 174 sayılı emirleri, İstanbul İli Güvenlik Şube Müdürlüğünün 3.5.1985 tarih ve 34 - 26/092 - 57293 sayılı yazısı ve Sıkıyönetim Komutanlığının 8.3.1985 gün ve Askeri Savcılık 1985/71835 sayılı yazılarından anlaşılmaktadır. Esasen davalının bunun aksine bir iddiası da mevcut değildir.
Öte yandan, davacının davalı tarafa gönderdiği 2.5.1985 tarihli ihtarname aynı tarihte muhataba tebliğ edilmiş olup ,akdin ifası doğrultusunda yurt dışına çıkma yasağının kaldırılması ve 7 günlük süre içinde bu vecibenin yerine getirilmemesi halinde kendisine ödenen paranın idesi ile birlikte akdin feshedileceği duyurulmuştur.
Davalının 3.5.1985 tarihli cevabi ihtarında hukuki ve fiili dayanağını göstermeksizin taahhüdünü yerine getirmeye hazır olduğunu bildirmesi, ortaya çıkan fiili imkansızlığı gidermeye yeterli olmadığı gibi "sözlemede yer almayan senaryonun verilmesi" şeklindeki savunması da sonuca etkili değildir. B.K.'nun 117 nci madde hükmüne göre aktin ifası mümkün bulunmadığı hallerde borç ortadan kalkmakla beraber karşılıklı edimleri içeren akitlerde borcundan kurtulan borçlunun haksız iktisap hükümleri gereğince almış olduğu şeyi iade etmekle yükümlüdür. Kaldı ki, yukarıda sözü edilen İçişleri Bakanlığının 2.1.1984 tarihli yazısından da anlaşılacağı üzere, Akdin ifasındaki imkansızlık sözleşmenin yapıldığı tarihte dahi mevcut olduğundan hukuken geçersiz sayılması gerekmektedir (B.K. 20. madde).
Tüm bu olgular karşısında aktin geriye etkili şekilde yok sayılması gerekeceğinden ve ödeme konusunda taraflar arasında bir uluşmazlık bulunmadığından, davanın kabulü yolunda hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde reddine karar verilmesi yanlıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 13.10.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.