 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 1986/2312
K: 1986/2533
T: 02.07.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davanın, (Çan İcra Tetkik Mercii Hakimliği)nce görülerek mahkeme ilamında belirtilen gerekçelere binaen verilen 16.11.1984 tarih ve 17-55 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı alacaklı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı şirket vekili mahcuz 9556 transkavatör'ün müvekkili şirket tarafından noterce tasdikli 28.2.1984 tarihli fatura ile satın alındığını ileri sürerek açtığı istihkak davası mercice kabul edilmiş, hüküm davalı alacaklı banka vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
Gerçekten makinanın 27.3.1984 tarihinde alacaklı bankanın talebi üzerine haczedildiği, haciz sırasında hazır bulunan ve davacı şirketin ortağı olan İsmail'in söz edilen faturaya dayanarak istihkak iddiasında bulunduğu ihtilafsızdır.
Öte yandan, aynı makinanın Ankara 24. Noterliği'nin 7.6.1983 tarih ve 17786 yevmiye nolu rehin sözleşmesine bağlı cetvelde yazılı olup üzerinde tanıtıcı özellikleri de gösterilmek suretiyle davalı banka yararına ticari işletme rehni tesis edildiği ve bu rehnin Ankara Bölgesi ticaret Sicili'ne tescil edilerek ilan olunduğu, adı geçen Ticaret Sicili Memurluğunun 8.6.1983 tarih ve 8123 sayılı cevabi yazısından ve dosyaya ibraz olunan diğer belgelerden anlaşılmaktadır.
Ticari İşletme Rehni Kanununun 6. ve müteakip maddelerine uygun şekilde tesis edilmiş bulunan ticari işletme rehninden doğan hak, aynı Kanunun 9. maddesi gereğince herkese karşı ileri sürülebilir. Ticari işletme sahibi dahi, rehne dahil münferit unsurları ancak alacaklının muvafakatını almak şartıyla devredebilir. Ayrıca Ticari İşletme Rehni Sicili Hakkındaki Tüzüğün 4. maddesi hükmüne göre ticari işletme rehni sicili aleni olup, herkes sicilde bir kayıt bulunup bulunmadığı ve varsa mahiyeti hakkında, sözlü veya yazılı bilgi verilmesini sicil memurundan istemek hakkına sahiptir.
Görülüyor ki, ticari işletme rehnine konu yapılan mahcuz makinanın alacaklının oluru dışında başkasına devri mümkün olmadığı gibi, devir alan kişi bakımından da iyiniyet savunması geçerli sayılamaz.
Olayda ticari işletme rehni tesis edildikten sonra makinanın noterce tasdikli fatura gereğince davacıya satıldığına göre, davacının alacaklı banka lehindeki ticari işletme rehnini bilmek durumunda olup ve iyiniyetle makinayı satın aldığı yolundaki savunması tutarlı ve geçerli değildir. Bu satışın akaryakıt borcu karşılığında iflas eden borçlu tarafından yapılmış olması dahi anılan bu sonucu etkileyemez.
Mercii Hakimliğinin bu yönleri gözden kaçırarak yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar vermesi doğru değildir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dava reddedilmek üzere hükmün davalı alacaklı banka yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı alacaklıya iadesine, 2.7.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.