 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1986/9725
K: 1988/474
T: 25.01.1988
DAVA : Davacı (M.K.) vekili tarafından, davalı (A.S.) aleyhine 25.4.1974 gününde verilen dilekçe ile paydaşı olduğu taşınmaza müdahalenin meni istenmesi üzerine kadastronun başlaması sebebiyle 2613 sayılı yasa uyarınca ve bozmaya uyulup 985/447 sayılı dosya ile birleştirilerek yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 17.6.1986 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Davacının dayandığı tapu kaydının geldileri incelendiğinde görülmektedir ki, biri 600, diğeri 400 arşınlık iki adet ev (K.O.) oğlu (S.)'un senetsiz tasarrufunda iken ölümü ile Nisan 1326 tarih 8 ve 9 numalarada eşi (V.) ve çocukları (O.) ve (M.) adına tapuya bağlanmış, sonradan bu iki taşınmaz birleştirilerek (Yemini: Yol, Yasarı: Furun ile Uğde'nin bahçesi yeri, cephesi: Tarikiam, Arkası: Muhasi İsmai Ağa'nın hanesi ile bahçesi) sınırları ile ve 1600 arşın yüzölçümünde olarak hazinece (MEA) ve (IMA)'a satılıp bunlar adına 1/2 şer pay itibariyle Teşrinisani 1399 tarih 5 ve 6 numaralarda tapusu verilmiştir. Daha sonra (M.E.)'in 1/2 payını Dede Efendi almış ve Teşrinisani 1340 tarihinde taşınmaz ikiye ifraz edilmiş, kuzeydeki tarikiam taşınmazın cephesi kabul edilerek ve eski usul cihetlendirme itibarile (yolda durulup yüzümüzü taşınmaza dönerek) sağda kalan, yani batıdaki kesim (D.G.)'e, solda kalan doğudaki kesim de (F.H.)'a düşmüştür. Nitekim aynı tarih 37 numaralı (D.G.)'e ait kayıt (Yazarı (F.H.)'a isabet eden mahal), 38 numaralı (F.H.)'a ait kayıt da (Yemini Dede Efendiye isabet eden bahçe) şeklinde birbirini sınır göstermiştir. (F.H.)a kalan taşınmazın solu yani doğusu ise (Uğde'nin bahçe yeri ve fırın)dır. (F.H.)'a ait bu taşınmaz intikal ve tedavüllerle neticeten (M.N.)'e geçmiş ve kadastroca da o doğrultuda batıdaki parsellere revizyonu yapılmıştır. Şu halde davacıya ait taşınmazın doğusunda (D.E.)'ye (D.G.D'e ait tapulu bir yerin varlığı söz konusu olamaz. Kadastroca da 36 sayılı parsel senetsizden (D.) mirasçılarına yazılmıştır. Davacı (M.K.) bu mirasçılardan haricen satınalmaya dayanarak 36 sayılı parsel ve dava konusu olup 22 sayılı parselin batı kesimini teşkil eden yer üzerinde hak iddiasiyle dava açmıştır. Bozmaya uyularak yapılan keşif sonucu düzenlenen krokide (Z) hargi ile gösterilen yerin davacı tapusu kapsamında kaldığı ve 36 sayılı parselin ise taraflar arasında ihtilafsız olduğu anlaşılmaktadır. Üzerinde durulması gereken önemli husus, bu krokide (B) harfi ile işaret edilen 233 m2 lik 22 parsel kesiminin davacıya ait olup olmadığıdır. Davacının tapusu doğuda (Uğde)yi sınır kabul etmiştir 20 sayılı parselin Uğde'lden geldiği tapu kayıtlarile bellidir. 22 sayılı parsele revizyon gören davalıya ait kaydın geldileri incelendiğinde (E.H.) kerimesi (P.)'dan metruken ve imkanen) Ağustos 1930 tarih 4 numarada (M.D.) ve adına tapuya bağlandığı görülmektedir. Davacı tapusu adı geçenleri sınır göstermemektedir. Davalı tapusu batıda (Dede Efendi) demekte ise de yukarıda açıklandığı üzere davacının tapulu yeri ile davalıya ait tapulu taşınmaz arasında Dede Efendi'nin herhangi bir yeri bulunmamakta, Dede Efendi'nin tapulu yerleri 3 sayılı parselin batısında kalmaktadır. Şu halde, davalıya ait tapunun tesis tarihinde bu tapu kapsamındaki yerin batısı Dede efendinin elinde olduğu için fiili durum gözönünde tutulmuş ve ona göre sınır yazılmıştır. (D.G.)'in davacının dayandığı kaydın önceki maliki (F.)'nin eşi olduğu bozmadan önceki keşif tutanağında yazılıdır. Davalı tapusu tesis edilirken (F.)'ye ait tapulu yerin (D.) elinde olduğu dikkate alınarak mı, yoksa (F.)'nin tapulu yerinin doğusunda da (D.)'nin elinde bir yer bulunduğu görülerek mi (Dede Efendi) sınırının yazıldığı belli değildir. Davalı tapusundaki (Dede Efendi) sınır ile (F.)'ye ait yer kesdedilmişse (B) harfi ile işaret edilen kesim davalı tapusu içinde kabul edilmek gerekir ve bu takdirde davacının zilyedlikle iktisap iddiası dinlenmez, Öte yandan, 31 sayılı parsele revizyon gören tapu kaydı kuzeyde (Kısmen Antakyalı Mehmet ve kısmen Ali Bey oğlu Dede Efendi) yi sınır göstermektedir. Eğer (B) işaretli kesim Dede Efendi'nin ise 31 sayılı parselin kuzeyinde sınır olması gereken (Antakyalı Mehmet Efendi) yerini izah mümkün olmaz. Antakyalı Mehmet'in davalı taşınmazının eski kayıt maliki olması karşısında, Feride Hanım'ın yerinin de Dede Efendi olduğu gözönüne alındığında (kısmen Mehmet Efendi) sözleriyle (B) işaretli yerin, (Kısmen Dede Efendi) sözü ile de 3 sayılı parselin sınır kabul edildiği düşünülmek gerekir. Esasen bozma kararında da komşu kayıtlardan yararlanılması ve nizalı kesimin nasıl gösterildiği hususu dile getirilmiştir. Ayrıca, Mehmet Efendi'nin bu yeri bahçe olarak kulandığı hususu da bazı tanıklarca ifade edilmiştir.
Öncelikle davacının iddasını isbat etmesi usul hükümler gereğidir. Davalının dayandığı kaydın tesisindeki miktar 800 lira iken bundan tahvilen müfrez kesimlere miktar düşürülmüş olması davacı lehine bir sonuç meydana getirmez. Davacının tapu kaydında da miktar 800x arşın olmasına rağmen bu miktarı fazlasiyle aşan yerler davacıya verilmiş olup davalının nasıl ki sadece miktara dayanarak davacıdan bir hak talep etmesi mümkün değilse davacının da davalı tapusundaki miktara dayanması olanksızdır. (B) harfi ile işaretli yerin davacı tapusu kapsamında kaldığı isbatlanamadığına, zilyedlik iddiasına da itibar edilemeyeceğine göre bu kesim için davanın reddi gerekirken aksine karar verilmiş olması doğru bulunmamış, davalının temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüştür.
SONUÇ : Davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 25.1.1988 gününde oybirliğiyle karar verildi.