 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1986/5893
K:1986/8439
T:30.12.1986
* KADASTRO SINIRLAMASI (SINIRLAMANIN İPTALİ)
* TESCİL
ÖZET : Bir kadastro bölgesinde, bir kişinin mal [iktisap] edebileceği taşınmazların toplam büyüklüğü elli dönümü geçemez.
(766 s. Tapulama K m. 33/4)
Davacı Cengiz tarafından, davalı Hazine aleyhine 13.4.1983 gününde verilen dilekçe ile kadastro tahdidinin iptali ile tapu kaydı, zilyetlik ve olağan üstü kazandırıcı zamanaşımına dayanarak tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne ve 24 ada 21 parsel sayılı taşınmazın davacı Cengiz adına tapuya tesciline dair verilen 17.2.1986 günlü hükmün, Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle; dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Hüküm, eksik inceleme ve soruşturmaya, yetersiz keşfe dayanmakla isabetli bulunmamıştır. Davacıya ait 11.7.1968 gün ve 1 sıra numaralı tapunun tesisi, T. evvel 1322 tarih 208 numaralı kayıttır. Bu kaydın tedavüllerinden olan Mayıs 1341 tarih, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı tapular kapsamında kalan taşınmaz, Finike Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 10.4.1947 gün ve 1946/141 esas, 1947/41 karar sayılı ilamı ile taksime tabi tutulmuştur. Bu bakımdan davacının dayandığı tapu kaydının haritası getirtilerek mahalli ve teknik bilirkişiler aracılığıyla zernine uygulanması ve çekişmeli taşınmazı kapsayıp kapsamadığının araştırılması, tapu kaydı haritaya dayanmıyor ise, sözkonusu tapunun güney sınırında yazılı "Arap Kum Tepeleri"nin arazide yeri bulunarak çekişmeli taşınmaz, ihata edip etmediğinin tespiti; arazide Arap Kum Tepeleri'nin yeri bulunamadığı takdirde tapu kaydının bir sınırı açık kaldığından ve miktarına itibar edileceğinden davacı tapu kaydından başka zilyetlik ve olağanüstü kazandırıcı zamanaşımına dayanarak tescil istediğinden 1617 sayılı Yasanın 0~ maddesine değişik 766 sayılı Tapulama Yasasının 33/4. maddesi uyarınca ilgili mercilerde Cengiz'in kadastro bölgesinde senetsizden adına tescil edilen taşınmazların sorulması ve 50 dönümden fazla taşınmazın senetsizden tescilini istemesinin mümkün olmayacağının gözönünde tutulması, sonra tüm delillerin ayrı ayrı değerlendirilerek hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü isabetli bulunmamıştır.
Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (BOZULMASINA), 5000 lira duruşma vekalet ücretinin davacı Cengiz'den alınarak davalı Hazineye ödenmesine, 30.12.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı 11.7.1968 gün ve 1 nolu tapuya dayanmıştır. Bu tapu paylaşım davası sonucu birden fazla, yeni taşınmazı oluşturan yeni bir içerik kazanmıştır.
Bu tapunun güney sınırında <Arap Kum Tepeler, yazılıdır. Gtbıeyde yer alan taşınmazın tapu kaydı kuzeyde çekişme konusu 21 sayılı parseli "Deveci Kumu" diye göstermektedir. Her şekliyle tapunun güney sınırı kuruluktur.
Uzman bilirkişi ziraat yüksek mühendisi Yükselin verdiği raporda, (Gayri menkulün üst düzeyinin bir miktar kum çekilerek toprağın üst. yapısının turfanda sebzeciliğe uygun hale gelmesi düşüncesiyle ağır bünyesi hafifletilmeye çalışılmıştır) demek suretiyle taşınmazın kumla kapalı iken kumunun kısmen çekildiğini de belirtmiştir. O halde tapuların kum olarak gösterdiği, uzman bilirkişinin kumdan arıtılmaya çalışıldığını bildirdiği taşınmaz kumluktur. Kumluk yer ise zamanaşımı ile kazanılamaz. Davacı taraf tapusunun kapsadığı kesimi almıştır. 21 sayılı parsel tapu dışı ve kum sınırında yer almış kumluk arazidir. Kumluk yer Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır, Zamanaşımı ile kazanılamaz. Tapu dışı kaldığına ve kumluk yerin zamanaşımı ile kazanılması da mümkün bulunmadığına göre, araştırmaya gerek yoktur. Davanın reddi gerekir. Bu nedenle kararın kesin olarak bozulması gerektiği kanın ile araştırmaya sevkedilmesi yolundaki çoğunluk düşüncesine ve kararına katılmıyorum.
Perruh ATBAŞOGLU Üye