 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1986/562
K: 1986/4433
T: 24.06.1986
DAVA : Davacı Hazine vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.7.1983 gününde verilen dilekçe ile şahsi hakka ve 2533 sayılı yasa hükümlerine dayanarak tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davalılar (E.K.) ve (M.Ö.) haklarındaki davanın husumetten reddine, 1362 ada 79 parsel sayılı taşınmazdaki 46 ila 55 no'lu bağımsız bölümlerin Hazine adına tesciline dair verilen 11.11.1985 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi istenilmekle gereği düşünüldü :
KARAR : Dava, şahsi hakka ve 2533 sayılı Yasa hükümlerine dayanarak tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Arsa sahipleri davalılar (H.Ş.), (E.K.) ve (M.Ö.) ile yükleniciler (A.S.),(Ş.S.) ve (E.D.) 1362 ada 79 parsel sayılı taşınmaza kat karşılığı inşaat yapılması hususunda anlaşmışlar, bu hususta haricen düzenlenen sözleşmede, resen düzenlenen ve (S.S.)'a verilen vekaletnamede arsa sahiplerine bırakılan bağımsız bölümler belirtilmiş ve yüklenicilerin kendilerine kalan bağımsız bölümleri üçüncü kişilere satabilecekleri kabul edilmiştir. Mezkür belgelerde, dava konusu daireler, yüklenicilere bırakılmıştır. Dosya kapsamı ve toplanan delillerden, yüklenicilerin inşaatı yaptıkları, kendilerine bırakılan çekişmeli bağımsız bölümleri C.H.P.'ne sattıkları, sözü edilen partinin bu yerleri tasarruf ettiği ve bu suretle il başkanının satınalmak işlemini benimsendiği, sonra 2533 sayılı yasada öngörülen işlemin yerine getirildiği, bu arada arsa sahipleri arasında vaki taksime binaen mezkür dairelerin davalı (H.Ş.) adına tapuda kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Yükleniciler edimlerini yerine getirmekle, şahsi hak kazanmışlar ve bu haklarını CHP'ne temlik etmişlerdir. Borçlar Yasasının 162 ve onu izleyen maddeleri uyarınca şahsi hakkın temliki mümkündür ve yapılan işlem hukuken geçerlidir. C.H.P temellük ettiği şahsi hakkı, gerek ikili olan yüklenicilere ve gerekse arsa sahiplerine karşı ileri sürebilir ve diğer bir deyimle çekişmeli dairelerin mülkiyetinin kendisine nakledilmesini isteyebilir, işbu davanın denlenme olanağı vardır.
Arsa sahipleri, aralarındaki sözleşmeye binaen çekişmeli dairelerin yüklenicilere ait olduğunu ikrara etmişler, onları kendilerine bırakılan daireleri satmaları için yetkili kılmışlar ve bu hususta vekaletname vermişlerdir. Yüklenicilerde haiz oldukları yetkiye dayanarak gerek çekişmeli daireleri ve gerekse yine kendilerine bırakılan diğer daireleri satmışlardır. Bu satışlardan dolayı üçüncü kişilere tapular intikal ettirilmiş ve yapılan işlemler itiraza maruz kalmamıştır. Açıklanan durum karşısında, arsa sahipleri kendileri ile yükleniciler, ayrıca yükleniciler ile C.H.P. arasında düzenlenen harici sözleşmeleri geçerli kıldıkları, yüklenicileri satış hususunda yetkilendirdikleri ve bu nedenle inşaatta mevcut olduğu ileri sürülen eksiklik davacıyı ilgilendirmediği halde, yargılama sonrasında, mezkür sözleşmelerin geçersiz olduğunu savunmaları dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz. Bu husus Medeni Yasanın 2 nci maddesinde belirtilen hakkın kötüye kullanılmasıdır ve yasaca korunması mümkün değildir.
Bu itibarla, çekişmeli taşınmazlara ilişkin davanın kabulü doğrudur.
Ancak, haklarındaki dava husumet yönünden reddedildiği halde, vekille temsil olunan davalılar (E.K.) ve (M.Ö.) lehlerine vekalet ücreti tayin olunmaması, usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1 - Hükmün, Esasının ONANMASINA, (...),
2 - Hükmün ,davalılar (E.K.) ve (M.Ö.) lehlerine vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA, 24.6.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.