 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1986/519
K: 1986/757
T: 06.02.1986
DAVA : Davacı (F.A.) ve arkadaşları vekili tarafından, davalı (M.A.K.) aleyhine meni müdahale, (M.A.K.) vekilinin de (F.A.) vs. aleyhine 25.11.1980 gününde verilen dilekçe ile hükmen tescil istenmesi üzerine iki dosya birleştirilerek ve bozmaya uyulduktan sonra yapılan duruşma sonunda; meni müdühale isteminin kabulüne, tapu iptali ve hükmen tescil isteminin reddine dar verilen 25.2.1985 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı (M.A.K.) vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüüne ve duruşma isteğnini değer itibariyle reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazın (M.C.) ve arkadaşlarının murisi (H.)'den intikal ettiği ve kural olarak iştirak halinde mülkiyet konusu olduğu anlaşılmaktadır. İştirakçilerden (M.C) davacı (M.A.K.) ile yaptığı satış vaadi sözleşmesi ile bu taşınmzadaki hakkını davacıya devir borcu altına girmiştir. Bir iştirakçinin böyle bir borç yükümlenmesini engelliyen yasa hükmü yoktur. Borcun yerine getirilmesi, iştirakçinin payının belirlenmesi, diğer yasa hükmü yoktur. Borcun yerine getirilmesi, iştirakçinin payının belirlenmesi, diğer bir deyimle taşınmazkın müşterek mülkiyet haline dönüşmesiyle veya taksim sonucu iştirakçinin payına tekabül eden müstakil bir yerin ayrılması ile mümkün olur. Bu itibarla, satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğine değinilerek davanın reddi doğru değildir.
Eldeki dava, kadastro tahdidinin kesinleşmesini önler. Buna rağmen 22 sayılı parselin payı olarak tapuya tescil edildiği anlaşılmaktadır. (H.) mirasçıları böyle bir tescile karşı çıkmamışlarsa satış vaadeden (M.C.)'e ait 1/4 payın davacı (M.A.K.) adına tescili yolunda bir hüküm kurulmak gerekir.
Öte yandan, getirilen evrak arasında 22 sayılı parselin Asliye Hukuk Mahkemesinin 985/163 esas, 1985/466 karar sayılı kararı gereğince 173, 174, 175 ve 176 sayılı parsellere bölünüp bunlardan 173 sayılı parselin (M.C.)'e aidiyeti belirtilmek suretyle düzenlenmişbir belgenin bulunduğu görülmüştür. Bu belge itibariyle sözü edien Asileye Hukuk Dosyasının getirtilip inclenmesi, ayrıca keşfiyetin tapudan sorulması ve tapuda böyle bir ifraz işlemmi yapılmış ise bu takdirde 173 sayılı parselin sözleşme konusu yer olup olmadığı üzerinde durularak, sözleşme uarınca yer tesciline karar verilmek icabeder.
Hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Açıklanan nedenle davacı (M.A.K.)'nın temyiz itarzının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,(...) 6.2.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.