 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E:1986/2393
K:1987/638
T:02.02.1987
* ZİLYETLİK
* ZİLYETLİK ŞERHİNİN İPTALİ
ÖZET : Taşınmazın miktarı yirmi dönümü geçiyorsa belge aranması gerekir. Yirmi dönümden az ise, davalının zilyetlikle başka taşınmaz edinip edinmediği araştırılmalıdır.
(766 s. Tapulama K m. 33)
Davacı Hazine vekili tarafından, davalı aleyhine 23.8.1985 gününde verilen dilekçe ile zilyetlik şerhinin iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda, davanın reddine dair verilen 10.12.1985 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; suresinde Olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar 1060 verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek, gereği düşünüldü:
Dosya kapsamına, toplanan delillere, kararda, yazılı gerekçelere göre sınır temyiz itirazları yerinde değildir. DSİ. İdaresi'nce yapılan kamulaştırmada daha konusu taşınmazlarda davanın zilyet bulunduğunun kabulü nedeniyle Hazmece eldeki dava açılmış ve gerek taşınmazın niteliği, gerekse zilyetlik İktisap koşulları itibariyle davalının bu taşınmazda bir hakkı bulunmadığının ve dolayısıyla kamulaştırma bedelini alamayacağının saptanması amaçlanmıştır. 0 halde, 766 sayılı Kanunun 33. maddesindeki tüm şartları itibariyle soruşturmanın yapılması icabeder. Bu cümleden olarak yalnız taşınmazın niteliğini ve davalının zilyetliğini tesbit yeterli olmayıp taşınmazın miktarı 20 dönümü geçiyorsa belge aranması, 20 dönümden az ise davalının zilyetlikle başka taşınmaz edinip edinmediğinin tahkiki iktiza eder. Ayrıca, zilyet olduğunun sorulması gerekir. Bu surette yapılacak incelemenin sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği düşünülmeden, yasat koşullar yeterince saptanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenle temyiz itirazlarının kabulü İle hükmün BOZULMASINA 02.2.1987 gününde bozmada oybirliği ve gerekçede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı Hazine vekili DSİ. adına kamulaştırılan taşınmaz üzerinde davalı lehine zilyetlik nedeni ile konulan şerhin kaldırılmasını istemiştir.
Yerel mahkemece, taşınmazın kısmen orman olması nedeniyle Hazinenin dava hakkı bulunmadığı düşüncesiyle, diğer kısmın ise Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olmadığı ve davalının zilyet olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dairemizde çoğunluk görüşü, orman dışı olan bölümle ilgili araştırmanın yetersiz olduğu düşüncesiyle hükmün bu nedenle bozulması gerektiği yolundadır. Orman dışında kalan bölümle ilgili bu bozmaya katılıyorum. Ancak orman tahdidi içinde kalan kesim için yerel mahkemenin Hazinenin dava hakkı olmadığından bahisle davanın reddine ilişkin bölümle ilgili çoğunluk düşüncesine katılmıyorum.
Şöyleki, taşınmazın kısmen orman olduğu saptanmıştır. Ormanlar kamu malıdır. Gerek Anayasa, gerek ormanla ilgili tüm özel yasalarımız, ormanların kamu malı olduğunu, hiçbir nedenle özel mülk niteliğinde düşünülemeyeceğini, kökende Devletin (Hazinenin) malı olduğunu, ancak Orman Bakanlığı ve Orman Genel Müdürlüğünün yasalar çerçevesinde ve kamu yararına, gözetim ve denetim hakkına sahip olduğunu vurgulamış ve kabul etmiştir. O halde mülkiyeti Hazineye alt olan taşınmaz için Hazineye dava hakkı verilmesi düşünülemez.
Kaldı ki, burada Hazine doğrudan taşınmazın orman olduğu sayı ile dava açmamıştır. Taşınmazın kamu malı olduğunu ileri sürerek, davalı lehine konulan şerhin kaldırılmasını istemiştir.
Dava konusu olan taşınmaz ister orman olsun, ister mera, yayla olsun niteliği itibariyle kamu malıdır, mülkiyeti Hazinenindir.
Hazine mülkiyetine sahip olduğu her tür taşınmaz için, korumak, kollamak muhafaza etmek amacı ile dava açabilir. Bu davada Hazine orman idaresinin yerine geçmemiştir. Kamu malı üzerinde davalının hakkı olmadığını ileri sürmüştür. Dava sırasında taşınmazın orman olduğunun belirlenmesi sonucu etkilemez ve davanın bu sebeple reddi gerekmez. Ormanlar üzerinde sınırlı olarak belli konularda yetkisi olan orman idaresine dava hakkı tanındığı halde, ormanların mülkiyetine sahip olan Hazineye dava hakkı tanınmaması düşünülemez.
Çoğunluğun, hükmün orman dışı kesimle ilgili bölümü için bozma yolundaki görüşüne katılmakla beraber, yukarıda açıkladığım nedenlerle yine hükmün, orman olan kesimle ilgili bölümünün de bozulması gerektiği kanısı ile çoğunluğun bu bölüme ilişkin düşünce ve kararına karşıyım.
Üye Ferruh ATBAŞOĞLU