 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
14. Hukuk Dairesi
E: 1986/1171
K: 1986/4790
T: 08.07.1986
DAVA : Davacı (B.K.) tarafından, davalılar aleyhine 31.7.1984 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 23.9.1985 günlü hükmün Yargıtay'ca, duruşmalı olarak incelenmesi üzerine, dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR : Dava konusu taşınmazın, (E.V.) ve kocası (E.V.)'a ait olduğu, 18 - 20 yıl önce (E.V.)'ın sağlığında buyeri 15000 lira karşılığında davacıya haricen sattıkları ve teslim ettikleri davacı (B.K.)'nın harici satınalmaya dayanarak mezkur taşınmaza dükkan yaparak kullandığı, bu yere bitişik evleri olan mülk sahiplerinin dükkan yapılmasına ve kulanılmasına karşı çıkmadıkları, sonradan Belediyece dükkanın önünden geçen derenin doldurularak yol haline getirildiği, dükkanın değerinin arttığı ve bu yüzden taraflar arasında satıştan mütevelik uyuşmazlık doğduğu, bina değerinin zemin değerinden açıkça ziyade olduğu dosya kapsamı, mahallen yapılan keşif ve uygulama, tanık ve bilirkişi sözlerinden anlaşılmıştır.
5.7.1944 gün 12/26 sayılı içtihadı birleştirme kararında açıklandığı vechile, mülk sahibinden haricen arsa satınalan kişi arsaya bina yaparsa, mülk sahibinin bina yapımına rıza gösterdiği, bina yapanın da iyi niyetle hareket ettiği kabul edilir ve bina sahibi lehine Medeni Yasanın 650. maddesi uygulanır. Davacı (B.K.)'da mülk sahiplerinden çekişmeli taşınmazı haricen satınalarak dükkan yaptığına, arsa sahipleri karşı çıkmamak suretiyle bina yapımına zımnen rıza gösterdiklerine ve açıklanan durum itibariyle davacı bina yapımında iyi niyetle hareket etmiş sayılacağına sonradan dükkan değerinin artmasından ötürü taraflar arasında çıkan uyuşmazlık davayı etkilemiyeceğine, bina değeri zemin değerinden açıkça ziyade olduğuna, (E.V.) mirasçıları olan davalılar küllü halefiyet yoluyla miras bırakanlarının borcundan sorumlu olduklarına ve Medeni Yasanın 650. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleştiğine göre, davanın kabulü gerekirken aksine bazı görüş ve düşünce ile reddi, isabetli bulunmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 8.7.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.