 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1986/6129
K: 1986/6615
T: 24.12.1986
DAVA : Taraflar arasındaki senet iptali davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, kaybolup daha sonra Yılmaz nezdinde bulunan iki otomobilinin, davalının Yılmaz'daki bir alacağı nedeniyle haczedilmesi üzerine, davalı ile anlaşarak 27.3.1984 günlü sözleşmeyi düzenlediklerini, sözleşmeyle, hacizli arabalardan biri üzerindeki istihkak iddiasından vazgeçmesi ve davalıya 500.000 liralık bono vermesi karşılığında, diğer araba üzerindeki haczin kaldırılması ve 1984/108 sayılı icra dosyasındaki alacağın kendisine temlikinin kararlaştırıldığını, davalıya 500.000 liralık bono verip, istihkak iddiasından vazgeçtiği halde davalının İstanbul 2. İcra Memurluğu'ndaki alacağını kendisine temlik etmediğini belirterek bedelsiz kalan 500.000 liralık bononun iptalini istemiş, daha sonra da, bono bedelinin kısmen tahsil edilmesi nedeniyle davayı bono iptali ve istirdat davası olarak devam edilmesini dilemiştir.
Davalı, 1984/108 sayılı icra dosyasındaki alacağı davacıya temlik ettiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, sözleşmenin geçerli olduğu bononun bedelsiz kalmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar davalı savunmasında, 27.3.1984 günlü anlaşmada öngörülen İstanbul 2. İcra Memurluğu'nun 1984/108 sayılı icra dosyasındaki alacağını davacıya temlike ilişkin taahhüdünü yerine getirdiğini ileri sürmüşse de, taahhüt ettiği temlik işlemini ifa ettiğini isbat edememiştir. Davalı öncelikle yapması gereken temlik borcunu yerine getirmediğinden anlaşmada davacının edimlerinden olan bonoda yazılı alacağın ödenmesini isteyemez. Bonoda yazılı borcun ifasını isteyen alacaklının her şeyden önce kendi borcunu yerine getirmiş veya teklif etmiş olması gerekir. Bu itibarla davacı bu durumda Borçlar Kanunun 81. maddesi gereğince bono bedelini ödemekle yükümlü değildir. O halde davacı 27.3.1984 günlü sözleşmeyi fesih etmediğine göre bononun iptalini talep edemez. Ancak ödemezlik def'ine dayanarak bono bedelini ödemekten kaçınmak hakkına sahip olduğu gibi bono bedeli haksız olarak tahsil edilmiş olduğu oranda bunun istirdatını talebe hakkı vardır. Mahkemenin sözleşmenin serbest irade ile yapılması nedeniyle bononun bedelsizliğinin ileri sürülemeyeceği ve bono bedelinin geri alınamayacağı yolundaki gerekçesi yukarıda açıklanan hukuki duruma aykırıdır ve bozma nedenidir.
SONUÇ : Kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davacı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 24.12.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.