 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1986/4471
K: 1986/5704
T: 21.11.1986
DAVA : Taraflar arasındaki ortaklığın tesbiti davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacılar, davalı ile un fabrikası kurmak üzere adi ortaklık kurduklarını ve fabrikanın 1977 yılında faaliyete geçtiğini, bu arada ortak (H.Y.)'ın hissesini oğlu davacı (Y.Y.)'a hibe ettiğini ve 1978 yılı içerisinde öldüğünü, bütün belgelerin kendisinde olmasından yararlanan davalının, davacıların ortaklığına karşı koyduğunu ileri sürerek adi ortaklığın ve paylarının saptanmasını ve adi ortaklıktaki hisselerine vaki davalının el atmasının önlenmesini istemişlerdir.
Davalı, adi ortaklık sözleşmesinin kağıt üzerinde kaldığını ve tatbik edilmediğini ve böylece adi ortaklığın kendiliğinden sona erdiğini ve zamanaşımı süresinin geçtiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece sabit görülmeyen davanın reddine karar verilmiş ve hüküm davacı yanca temyiz edilmiştir.
Bir tarafta (H.Y.) ve (M.Y.) diğer tarafta davalı (M.Z.) olduğu halde taraflar arasında küçük çapta un fabrikası tesis edilmek üzere adi ortaklık kurulduğu dosya içerisinde bulunan ve yukarıda adları yazılı taraflarca imzalı sözleşme içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan davalının ortak (H.Y.)'a Emet Noterliği aracılığıyla gönderdiği 11.11.1977 tarih ve 3634 sayılı ihtarnamesiyle de anılan ortaklığın kurulduğu kabul edilmektedir. Ne var ki (H.Y.) 4.1.1978 günlü hibe senediyle un fabrikasındaki hissesini mülkiyet ve işletme haklarıyla birlikte (Y.Y.)'a hibe etmiştir. Davalının ortak (H.Y.)'ın ortaklık hissesini (Y.Y.)'a devrine muvafakatı olmadığı anlaşılmaktadır. O halde üçüncü şahıs durumunda olan (Y.Y.), adi ortaklığa şerik sıfatını ibraz edemez ve hususiyle şirket işleri hakkında malumat isteyemez ve ortaklığa dayanarak böyle bir dava da açamaz (BK. md. 532 ve 531).
Öte yandan ortak durumu da olan (H.Y.) 1978 yılında ölmüştür. Bu yön taraflar arasında uyuşmazlık dışıdır. Ortaklardan birinin ölümü halinde mirasçılar ile şirketin devam edeceğine ilişkin adi ortaklık sözleşmesinde hiçbir kayıt mevcut değildir. Öyleyse Borçlar Kanunu'nun 535/2 nci maddesi uyarınca adi ortaklık kendiliğinden sona ermiştir. Bu tarih ile dava tarihi olan 17.6.1985 tarihi arasında beş yıldan fazla bir süre geçmiş bulunmaktadır. Borçlar Kanunu'nun 126/4 üncü maddesinde, (ticari olsun olmasın bir şirket aktine dayanan ve ortaklar arasında veya şirketle ortak arasında açılmış bulunan bütün davalar...) beş sene geçmekle zamanaşımına uğrarlar.
Davalı (M.Z.) de süresinde verdiği 1.7.1985 günlü cevabında zamanaşımı def'inde bulunmaktadır. O halde ortak (M.Y.) ile davalı arasındaki dava zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekir. Ne var ki hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan kararın gerekçesi değiştirilmeli ve karar bu değişik ve düzeltilmiş gerekçe ile onanmalıdır. (HUMK.md. 438/son fıkra)
SONUÇ : Temyiz olunan kakarın gerekçesi değirtirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, 21.11.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.