 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1986/4124
K: 1986/5078
T: 22.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki karşılıklı tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın ve karşılık davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, 1978'de davalılardan Ali'ye kiraya vermiş olduğu bahçeli evin bir bölümünün sonraki yıllar davalı Ali tarafından diğer davalı Saadettin'e kiralandığını, taşınmazının davalıların kirasında iken 12.8.1982 günü yandığını ileri sürerek tesbit olunan 368.000 liralık zararının müteselsilen ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Ali, yangının tahliyeyi sağlamak için davacı tarafından çıkarıldığını, bu nedenle kendisinin yanan eşyaları bedeli 160.000 liranın davacıya ödetilmesini karşılık dava olarak istemiş, diğer davalı Saadettin ise, icarında bulunan bahçe kısmının yanan ev ile ilgisinin olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ceza davasında sanık olan davalıların beraat ettiklerinden ve hiç kimsenin tahliyeyi sağlamak amacıyla kendi evini yakmayacağından söz edilerek dava ve karşılık davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davacı ile davalı Ali arasında kira sözleşmesi vardır. Taşınmaz davalı Ali'nin kirasında ve zilyetliğinde iken yanmıştır. Borçlar Kanunun 256. maddesi gereğince kiracı, kiralanın kullanırken tam bir özenle hareket etmek ve aynı yasanın 266. maddesi uyarınca kira süresi sonunda normal kullanmadan ileri gelen eksiklik veya değişiklik hariç olduğu biçimde geri vermekle yükümlü olduğundan, kiralananı elinde bulundurduğu sırada çıkan yangında kusursuz olduğunu isbat etmedikçe meydana gelen zarardan sorumlu olur. Borçlar Kanunun 96. maddesine göre olayda hiç bir kusuru olmadığını ispat etmek kiracıya düşer. Bu yönden davalı Ali'nin delil ibraz etmemiş olduğu dosyadan anlaşılmaktadır. Ceza mahkemesinde Ali'nin beraatı yeterli delil bulunmamasına dayanmaktadır. Bu nedenle beraat kararı BK.nun 53. maddesi hükmü gereğince hukuk mahkemesini bağlamaz. Davalı Ali'nin kusurlu bulunduğunun kabulüyle tazminat kapsamı tayin edilerek ödetmeye karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın reddedilmiş olması yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda birinci bent gereğince davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte gösterilen nedenle temyiz olunan kararın davacı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 22.10.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.