 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1986/219
K: 1986/1443
T: 11.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmasız, davalı avukatınca da duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalıya karşı gasp suçunu işleyen oğlu Tunca ve arkadaşı hakkında, Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 1982/179 esas sayılı dava açıldığını, teminat olarak ve oğlunun hiç ceza almaması koşuluna bağlı olarak 250.000 ve 300.000 TL. lık iki adet senedin yediemin olarak Avukat Gültekin'e verildiğini, oğlunun ceza aldığı ve şart tahakkuk etmediği halde, davalının, yediemine husumet yönelterek Ankara 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 1983/142 esas sayılı dava açarak, bu iki senedi karar sonucu yedieminden alıp, icra takibine başvurduğunu ileri sürerek davalıya borçlu bulunmadığının tesbitine, senetlerin iptaline, icra takibinin dahi iptaline ve % 15 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, senetlerin şarta bağlı olmadığı nedeniyle davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davalının temyizine gelince: Davacının borçlu olmadığını öne sürdüğü 300.000 ve 250.000 TL. lık iki bononun oğlu Tunca'nın ceza davasına konu gasp olayı nedeniyle davalıya olan borcuna ilişkin olarak düzenlediği, uyuşmazlık konusu değildir. Davacı bu bonoların ceza mahkemesinde oğlunun ceza almaması şartı ile verildiğini öne sürmüşse de bu yönde tarafların anlaştığına dair yasal bir delil gösterilmemiştir. İptali istenen senetler iddia edildiği şekilde bir şartı içermemektedir. Öte yandan, 10.10.1982 günlü protokol ile davalı, her iki sanıktan (Tunca ve Cengiz) toplam 1.290.000 TL. senet aldığı için hiçbir alacağı kalmadığını ifade etmiştir. Bu durumda, protokolda yazılı bonoların ödenip ödenmediği bu davanın sonucu yönünden önemlidir. Davalı vekili, davacının oğlunun 3.000.000 TL. dışında kalan borcu dışında davacının iki bonoyu verdiğini öne sürdüğüne ve davacıda bu bonoların oğlunun borcunun teminatı olarak verildiğini kabul ettiğine göre, davacının 550.000 TL. lik iki bono dolayısıyla borçtan kurtulması, oğlu Tunca tarafından verilmiş olan 650.000 TL. lik bononun davalıya ödenmiş olması halinde mümkündür. Bu nedenle mahkemece davalının 650.000 TL. lık bonoyu tamamen tahsil edip etmediği hususu üzerinde durulmadan davanın kabulü yasaya aykırıdır. O halde karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının reddine, usul ve yasaya aykırı olan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 5000 lira duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, istek halinde peşin harcın iadesine, 11.3.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.