 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
E: 1986/1972
K: 1986/2534
T: 28.04.1986
DAVA : Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine; dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı davalı şirkette çalıştığı sıralarda şahsi ve ailevi tasarrufları ile biriktirdiği 315 adet Cumhuriyet altınını davalıya borç olarak verdiğini, altınların iş aktinin sona erdiği tarihte aynen iade edileceğine dair belge verildiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 15 adet Cumhuriyet altının aynen alınmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, iddianın asılsız olduğunu, 6.9.1982 tarihli sözleşme ile davalının ibra edilmiş bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının 315 adet Cumhuriyet altını alacağı bulunduğu kabul edilerek ve taleble bağlı kalınarak 15 adet Cumhuriyet altının dava günündeki değeri 436.687.50 liradan ödenen 200.000 liranın indirilmesi ile 236.687.50 liranın davalıdan alınmasına karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2 - Davada dayanılan 4.9.1981 günlü belgede davalının 315 adet Cumhuriyet altını borçlu kaldığı belirtildikten sonra borcun hizmet münasebetinin kesin olarak kesildiği zamanda aynen değerlendirilerek tasfiye ve hesap edileceği yazılıdır. Bu sözlerden hizmet ilişkisinin sona erdiği tarihteki altın değeri üzerinden değerlendirme yapılarak borcun tasfiye edileceğinin kararlaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır. Anlaşmada borcun altın olarak aynen ödeneceğine ilişkin bir açıklık yoktur. O halde Borçlar Kanununun 83. maddesi gözetilerek altının vadenin hululü günü olan hizmet sözleşmesinin sona erdiği 2.1.1984 tarihindeki rayiç değeri üzerinden hesap yapılarak davacı alacağının belirlenmesi gerekir. Nitekim davacı dava dilekçesinde 15 altının aynen alınmasını istediği halde mahkemece 15 altının aynen değil rayiç değerinin para olarak ödenmesine karar verilmiştir. Ne varki dava günündeki altın fiyatı üzerinden ödetme kararı verilmesi yasaya uygun görülmemiştir.
Karar bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının diğer temyiz itirazlarının reddiyle temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle davalı yararına (BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 28.4.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.