 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/7033
K: 1987/738
T: 11.02.1987
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye 1. Hukuk Hakimliğince verilen 26.6.1986 tarih ve 433-652 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, davalı Mehmet yönetimindeki davalı Yusuf'a ait araçtan fırlayan tekerleğin davacının otobüsüne çarparak hasarına sebebiyet verdiğini ileri sürmüş, (142.600) lira zararın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili ise, tekerleğin aks kırılması sonucu fırladığını, kusurları olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, ibraz edilen delil ve belgelere, bilirkişinin raporuna göre, davalıların olayda kusuru bulunmadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davacıya ait aracın karşı yönden gelen davalı Yusuf'a ait ve davalı Mehmet yönetimindeki kamyondan fırlayan tekerleğin çarpmasıyla hasara uğradığı hususunda yanlar arasında uyuşmazlık bulunmadığı gibi bu yön mahkemece toplanan delillerle de saptanmıştır. Uyuşmazlık, davalıların tekerleğin fırlamasıyla oluşan bu zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktasında toplanmaktadır. Aracın aksının kırılıp, tekerleğinin fırlaması, şüphesiz araçtaki teknik bir arızadır. Ancak teknik arızadan doğan hasarlardan dolayı da araç sahibi sorumludur. Olay tarihinde yürürlükte olan 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 22/f-4. maddesi gereğince, araç sahibi aracını trafiğe çıkarırken her türlü trafik ve yol şartlarına uygunluğunu temin etmekle mükellef olduğu için teknik arızadan sorumlu olacağı Dairemizin yerleşmiş içtihatları ile kararlılık kazanmıştır. Nitekim, olay tarihinden önce (18.10.1983) günlü Resmi Gazete'de yayımlanıp, 137 nci maddesi uyarınca bir yıl sonra yani olaydan sonra (18.10.1984)'de yürürlüğe giren 2918 sayılı karayolları Trafik Kanununun 85. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni bu zarardan sorumlu olur" şeklindeki ifadeyle 6085 sayılı Kanunun 50. maddesindeki sorumluluk kuralını tekrarladıktan sonra, 86. maddede, işletenin sorumluluktan kurtulması veya sorumluluğun azaltılması başlığı altında, "işleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişinin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten ileri geldiğini ispat ederse" sorumluluktan kurtulacağını hükme bağlamıştır. Bu suretle, araçtaki bozukluğun mücbir sebep sayılamayacağı şeklindeki Yargıtay'ın yerleşmiş görüşü daha sonra da yasallaşmış bulunmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında hasar miktarı belirlenerek davanın kabulü gerekirken, gerekçeyle reddedilmesi doğru görülmediğinden bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 11.2.1987 gününde oybirliğiyle karar verildi.