 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/3819
K: 1986/4118
T: 02.07.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asliye 9. Hukuk Hakimliğince verilen 13.3.1986 tarih ve 176-138 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan satın aldığı gayrimenkul için davalılara keşideci olarak verdiği 18 adet herbiri (70.000)'er liralık bonoların tümünü fazlayısyla ödediğini, bu bonolardan (7) adedinin davalıca iade edilmediğini iddia ederek toplam (490.000) lira bedelli bonoların karşılıksız olması nedeniyle iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, dava konusu bonoların bedelinin ödenmediğini ve müvekkilince dava dışı (K.N.) isimli şahsa ciro edildiğini, müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava, dava dışı senet hamiline ihbar olunmuş, senet hamili iyiniyetli hamil olup icraca alacağını tahsil ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya, toplanılan kanıtlara nazaran, dava konusu bonolarda lehdarın davalılardan (C.A.) olarak yazıldığı, diğer davalı (B.)'ın senetlerle ilgisinin bulunmadığı, senetlerin ciro edilmiş olması nedeniyle lehdarın hakkında senet iptali davası açılmasının yasal olmadığı, keza senet hamili hakkında dava açılmak üzere mehil verilmesine rağmen de dava açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar davacı vekeli temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2 - Davacı, dava konusu toplam (490.000) lira bedeli senetlerin ödeme nedeniyle karşılıksız olduğunu iddia ederek davalılar aleyhine bonoların iptali isteminde bulunmuştur. Davacı, her ne kadar dava dilekçesinde istemini bono iptali olarak belirtmişse de, dava dilekçesi içeriğinden açıkça dava konusu bonolar nedeniyle borçlu bulunmadığını da belirttiğinden dava İ.İ.K.'nun 72 nci maddesinde belirtilen menfi tesbit davasıdır. Belirtilen madde hükmü uyarınca borçlu icra takibinden önce de borçlu bulunmadığını isbat için menfi tesbit davası açabilir.
Borçlunun senet lehdarı aleyhine, senet ciro edilmiş olsa dahi dava açma hakkı yasaldır. Davacı, ciro yoluyla senedi elinde bulunduran senet hamiline karşı dava açmaya zorlanamaz.
Belirtilen bu nedenlerle senet ciro edilmiş olsa dahi senet lehdarı aleyhine menfi tesbit davası açılacağının kabulüyle, davanın esasına girilerek, taraflardan iddia ve savunmaları doğrultusunda delilleri istenilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ciro edilen senetlerde lehdar aleyhine dava açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (2) no'lu bentte belirtilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, (1) no'lu bentte belirtilen nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.7.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.