 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/3798
K: 1986/4357
T: 10.07.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul Asl. 5. Ticaret Mahkemesince verilen 22.1.1986 tarih ve 193-15 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı şirketin ortakları olduğunu, şirketin sermayesinin (2.000.000) liradan (200.000.000) liraya artırılmasına ilişkin olağanüstü genel kurul kararının icrasının, mahkemece ihtiyati tedbir yolu ile durdurulduğunu ve kararın iptali için dava açıldığını, bu dava devam ederken 6.7.1984 tarihinde toplanan genel kurulun haziran cetvelinin (2.000.000) lira sermayeye göre hazırlanmasına rağmen 1983 yılı bilançosu ile kar ve zarar hesabının, yönetim kurulu faaliyet raporunun, denetim raporunun, sermaye (200.000.000) lira imiş gibi hazırlandığını, böylelikle mahkemenin tedbir kararına aykırı olarak genel kurulun toplandığını, bu nedenle alınan kararların tümünün geçersiz olduğunu, yöneticilerin ve deneticilerin bu yanlış belgelere göre ibrası ve yeniden seçilmelerinin hukuken yoklukla malul bulunduğunu ileri sürerek 6.7.1984 tarihli genel kurulda alınan kararların tümünün ve yönetim kurulu üyeleri ve denetçinin seçimine ilişkin kararların iptallerini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında, sermaye artırımının iptali ile ilgili dava devam ederken yapılan 27.4.1984 tarihli genel kurulda davacıların TTK.'nun 377 nci maddesi uyarınca erteleme isteği yerine getirildikten sonra gündemin diğer maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve denetçi seçiminin yapıldığını, davacıların mahalefetlerini tutanağa yazdırmadıklarını, bu karara ilişkin olarak 3 aylık dava süresinin geçtiğini, 6.7.1984 tarihli genel kurulda ise davacıların TTK.'nun 377 nci maddesinin kendilerine verdiği ikinci erteleme imkanını kullanmadıklarını, sermayenin (200,000.000) liraya çıkartıldığını ve tescil edildiğini, bu tescil işleminin kesinleşmiş mahkeme kararı olmadığı sürece geçerli bulunduğunu, tedbir kararının yerine getirilmesinin hukuken imkansız olduğuna, genel kurulda oylamaların (2.000.000 ) lira sermayeye göre yapıldığını, muhalefetlerini zapta geçirmeyen davacıların iddialarının geçersiz bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, ihtiyati tedbir kararına rağmen 27.4.1984 tarihli genel kurula sunulan bilançonun (200.000.000) liralık sermaye üzerinden düzenlenmesinin yasaya aykırı olduğu, TTK.'nun 377 nci maddesine göre ertelenen ilk toplantıdan sonra bunun devamı olarak yapılan 6.7.1984 tarihli ikinci toplantının tarihine göre davanın süresinde açıldığı, 6.7.1984 tarihli genel kurula sunulan bilanço ile kar ve zarar hesaplarının da sermaye (200.000.000) lira kabul edilerek düzenlendiği, davacıların buna ilişkin muhalefetlerini tutanağa geçirttikleri, sermaye artırımına ilişkin genel kurul kararının mahkemece iptal edilerek kezinleştiği, böylelikle bilanço ile kar ve zarar hesaplarının onaylanmasına ilişkin kararın iptal edilmesi gerektiği, dolayısıyla yasaya aykırı düzenlenen bilanço esas alınmak suretiyle alınmış bulunan diğer kararların da iptalleri gerektiği, bu konularda ayrıca muhalefetin tutanağa geçirtilmesine gerek olmadığı, yine ilk toplantı ertelenmekle bu toplantıda başka bir karar alınmaması gerekirken yönetim kurulu üyeleri ve denetici seçimi yapıldığından bu kararın dahi iptali gerektiği gerekçeleriyle 6.7.1984 tarihli genel kurulda alınan 1983 yılı kar payının saptanması ve dağıtılmasına, yönetim kurulu üyeleri ve denetçinin ücretlerinin saptanmasına ve bu genel kurulun başlangıcı olan 27.4.1984 tarihli birinci genel kurulda alınan yönetim kurulu üyeleri ve denetçi seçimine ilişkin kararların iptaline karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davacılar, 27.4.1984 ve 6.7.1984 tarihli genel kurul toplantılarında alınan kararların iptalini istemiyle, mahkemece 27.4.1984 tarihli toplantının TTK.'nun 377 nci maddesi uyarınca ertelenmiş olmasına göre, 6.7.1984 tarihinde yapılan ikinci toplantının, birinci toplantının devamı olduğu, ikinci toplantıdan itibaren üç ay içerisinde açılmış bulunan davanın yasal süresi içerisinde açıldığı kabul edilerek, davalının ilk toplantıya karşı açılan davanın süresinde olmadığı yolundaki itirazı reddedilmiştir.
Gerçekten de 27.4.1984 tarihli ilk toplantıda, bilanço kar ve zarar hesaplarının görüşülmesi ile ilgili gündem maddesine geçildiği esnada istem üzerine TTK.'nun 377 nci maddesi uyarınca gündemin, 4,5,6 ve 7 nci maddelerinin ertelenmesine karar verilmiş, gündemin 8 nci maddesi uyarınca yönetim kurulu üyeleri ve denetçi seçimi yapılmıştır. Mahkemece yöneticilerin ve deneticinin seçimine ilişkin söz konusu karar dahi iptal edilmiş ise de, TTK.'nun 377 nci maddesine göre, ekseriyetin veya şirket sermayesinin onda birine sahip olan azlığın talebi üzerine bilançonun tasdiki hakkındaki müzakere ve bununla bağlantılı görüşmeler bir ay sonraya bırakılır. bunun dışında bilanço ile ilgili olmayan hususların görüşülmesinde yasal bir sakınca yoktur. Dolayısıyla olayımızda da olduğu gibi, yeni yöneticiler ve denetçinin seçimi ile ilgili gündem maddesinin görüşülerek bir karar alınması mümkündür. Mahkemenin kabulünün aksine, ikinci toplantıyı sadece TTK.'nun 377 nci maddesi ile sınırlı olmak koşuluyla birinci toplantının devamı saymak gerekir. Aksine düşünce, TTK.'nun 377 nci maddesine aykırı olacağı gibi genel kurul toplantısında alınacak diğer kararların da istismarına yol açabilecektir.
Açıklanan bu nedenle, mahkemece, davacıların istemleri arasında bulunan, 27.4.1984 tarihli genel kurul toplantısında alınmış bulunan yönetim kurulu üyeleri ve denetçi seçimi ile ilgili kararın iptaline ilişkin istemin yasal üç aylık süre içerisinde dava açılmadığından ve süresinde açılmış olsa dahi bu kararlara muhalif kalınıp muhalefet zapta geçirtilmediğinden dava şartı yönünden de redde karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) no'lu bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) no'lu bentte yazılı nedenle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 10.7.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.