Hukuki.NET


Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/3634
K: 1986/3699
T: 20.06.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Yalova Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 27.1.1986 tarih ve 326-49 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı, davalının tacir olduğunu, yapılan tebligata rağmen ticaret siciline kaydını yaptırmadığını iddia ederek, davalının ticaret siciline tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, esnaf olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia ve savunmaya bilirkişi kurulu raporuna ve toplanan tüm kanıtlara nazaran davalının tacir olduğu tesbit edildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ticaret Sicili memuru tarafından davalı aleyhine açılan bu davada, anlaşmazlık davalının tacir sayılıp sayılamayacağı ve ticaret siciline kaydı gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
TTK.nun 14. maddesine göre; (Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa, kendi adına işleten kimseye tacir denir.) Aynı Yasanın 17. maddesi hükmünce de; (...iktisadi faaliyeti nakti sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri, tacir değildir). Yine aynı yasanın 1463. maddesinde ise; (küçük tacir, esnaf sözlerinin anlamı ve esnaf tarifine ait kararnameler) başlığı altında, önce 17. maddeye gönderme yapılarak ve (507 sayılı Esnaf ve Küçük Sanatkarlar kanun hükümleri mahfuzdur) dendikten sonra (yıllık gayrisafi geliri, kararnamede gösterilecek miktardan aşağı olan sanat ve ticaret erbabının iktisadi faaliyeti nakti sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret erbabı sayılması için kararname çıkarmağa İcra Vekilleri Heyeti- Bakanlar Kurulu selahiyetlidir. Böyle kararnameler çıkarılması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanata ve ticaret erbabından başka hiçkimse Kanunun 17. maddesinde tevsif edilen esnaftan sayılamaz) denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kıstaslara göre saptanacağı çok açık bir biçimde gösterilmiştir.
Gerçekten bu yasa hükümlerinin ışığı ve buyruğu altında 507 sayılı Küçük Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu ile bunu tadil eden 2.5.1983 tarih 62 sayılı ve yine 6.9.1983 tarih 81 sayılı Kanun hükmündeki kararnameler uyarınca kurulan (Esnaf ve Küçük Sanatkarlar ile Tacir ve Sanayiciyi belirleme Koordinasyon kurulu)'nun 14.1.1985 gün ve 5 sayılı kararına dayanarak Bakanlar kurulu'nda 25.1.1986 gün ve 86/10313 sayılı olup 19.2.1986 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan Kararnamesi ile esaslar saptanmış ve buna göre;
1 - Koordinasyon kurulunca tesbit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usulde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakti sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usul Kanunun 177. maddesinin 1. fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer olan limitlerin yarısını, yani satın aldıkları malları olduğu gibi veya işledikten sonra satan ve yıllık alımlarının tutarının yarısı 9 milyon lirayı veya satışlarının tutarının yarısı olan 9.900.000 lirayı veya aynı maddenin 2 nolu bendinde yazılı nakti limitin tamamını, yani ilk bentte yazılı işler dışındaki işlerle uğraşıp da bir yıl içinde ettikleri gayrisafi iş hasılatı 3.600.000 lirayı aşmayanlar (esnaf ve küçük sanatkar).
2 - Vergi Usul kanununa (m. 176) istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutanlar ve (bu kararnamenin 1. maddesinde belirtilenlerin dışında kalanlar)ın (tacir ve sanayici), sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Mahkemece bu esaslar dahilinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu yolda bir araştırmayı içermeyen bilirkişi raporuna dayanılarak noksan inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukardaki nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20.6.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini