 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/2417
K: 1986/2891
T: 13.05.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İstanbul As.2.Tic. Mahkemesince verilen 4.2.1986 tarih ve 133-80 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.5.1986 gününde davacı avukatı Cemil Doğueri davalılar ve avukatları tebligata rağmen gelmediğinden temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması duruşmadan sonrasına bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili; müvekkili bankanın davalı şirket ile entia mukabili avanslara mahsus umumi terhin mukavelesi imzaladığını, bu mukavelede diğer davalının müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, akdin feshinden sonra davalılar hakkında (34.709.562) lira üzerinden icra takibi yapıldığını, davalıların haksız biçimde takibe itiraz ettiklerini ileri sürerek itirazlarının iptalini, % 30 nisbetinde icra inkar tazminatının davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı İsmail vekili cevabında, müvekkilinin mukaveleyi şirket adına imzaladığını, davacının esasen rehni paraya çevirmeden dava açamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevabında diğer davalının sözleşmeyi şirket adını imzaladığını, rehnedilen malların bedelinin (10.000.000) lira olup bu miktardan sorumlu olabileceklerini, hesabın katından sonra faiz, komisyon ve gider vergisi istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere, alınan bilirkişi raporuna, davalı İsmail'in kefaletini gösteren delil ibraz edilmemiş olmasına, mal karşılığı genel terhin sözleşmeninde İsmail'in kefil olduğuna dair bir kayıt bulunmamasına, açığa atılan imzanın kefalet anlamına gelmeyeceğine göre, davalı İsmail hakkında açılan davanın reddine, diğer davalının itirazının kısmen iptaline, takibin (39.927.966) lira ve %64,5 faiziyle birlikte devamına, %15 inkar tazminatının davalı şirketten alınmasına, fazla talebin ise reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1 - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve delillerin takdirinde gerektirici sebeplere bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağı bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2 - Davalılardan İsmail'in durumuna gelince; bu kişi kredi mukavelesini şirket adına imzaladığını belirtmişse de, şirkette kendisinin imza yetkisinin bulunmaması ve bu davalıya şirketin verdiği vekaletnamenin de (22.3.1982) tarihli olup, kredi mukavelesinin tanziminden sonraki tarihe ait bulunması nedeniyle bu imzanın şirketi bağlayıcı bir yönü bulunmamaktadır. Kaldı ki imza şirket kaşesinden tamamen uza ve açığa atılmakla müstakil bir durum arzetmektedir. Hernekadar davalı İsmail'in imzası üzerinde ismi yok ise de, bu davalı sözkonusu imzanın kendisine ait olduğunu kabul etmektedir. İmzanın üzerinde borçlu mu yoksa kefil mi olduğunun belirtilmemesi ise, bu davalıyı sorumluluktan kurtarmaz. Zira bir kredi sözleşmesine borçlu dışında imza atan kişi T.T.K.nun 7. maddesi uyarınca asıl borçlu gibi müteselsilen mesul sayılır. Ticari borçlara kefalet halinde gerek asıl borçlu ile kefil ve gerek kefiller arasındaki münasebetlerde dahi durum böyledir. Bu durumda davalı İsmail sözkonusu mukaveleyi imzalamış olmakla davacı bankaya karşı, asıl borçlu gibi sorumlu bulunmaktadır. Buna rağmen mahkemece bu kişinin sorumlu bulunmadığından bahisle hüküm tesisi doğru görülmemiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde yazılı nedenlerle hükmün davacı banka yararına BOZULMASINA, vekili geldiğinden (11.000) lira duruşma vekillik ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine 13.5.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.