 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/1667
K: 1986/2241
T: 16.04.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ankara Asl. 1. Ticaret Mahkemesince verilen 17.2.1986 tarih ve 9-56 sayılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin 4.1.1979 tarihinde geçirdiği tren kazasında yaralandığını ve sakat kaldığını, fazlaya ait hakları saklı kalmak üzere Ankara Asl. 2. Ticaret Mahkemesinde açılan maddi tazminat davasının Yargıtaydan geçerek onandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları olan (29.497.213) TL. maddi tazminatın (26.822.140) TL. işlemiş faizi ve asıl tazminatın dava tarihinden itibaren yasal ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, önceki davada düzenlenen tazminat raporunun yanlış olduğunu, davacının maluliyetinin yeniden adli tıptan tesbit ettirilmesi gerektiğini, faiz talebinde yanlışlık olduğunu, olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia ve savunmaya, getirtilen önceki dava dosyasındaki kanıtlara, toplanılan tüm kanıtlara nazaran davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
1 - Daha önce davacının davalı aleyhine açmış bulunduğu ön davada, mahkemece verilen karar, davalının temyizi üzerine Dairemizce incelenerek onanmıştır. Ancak bu ön davada, fazlaya ait istem saklı tutularak istenilen miktar, belirlenen tazminat tutarına oranla çok az olduğundan bu ön davadaki miktar yönünden hükmün onanmış olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle ön davadaki hükmün onanması, hükme esas alınan gerek maluliyet ve gerekse tazminatla ilgili raporların kesinleşmesi anlamını taşımaz. Fazlaya ait istemleri kapsayan bu davada, mahkemece ön davadaki raporlara dayanılarak başka bir inceleme yapılmadan davanın kabulüne karar verilmiştir. Ankara Asliye 2. Ticaret Mahkemesine açılmış olan ön davadaki davacının almış olduğu maluliyet raporlarının incelenmesinde, olayın 4.1.1979 tarihinde meydana geldiği halde 21.12.1982 tarihli Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi hastanesi kurul raporunda davacının % 15 malul olduğu belirtilmiştir. 1.2.1985 günlü Numune Hastanesi kurul raporunda ise, önce davacının % 25 - 30 nisbetinde malul olduğu belirtilmiş ve bu raporlar tazminat hesaplanmasında esas alınmıştır. Görüldüğü gibi bu raporlar arasında mübayenet bulunmaktadır. Öncelikle maluliyetle ilgili bu raporlar arasındaki mübayenetin hal ve telifi bakımından Adli Tıp Kurumundan kurul raporu aldırılması gerekirken, bu hususun dikkate alınmaması doğru görülmemiştir.
2 - Ön davada maddi tazminatın hesabıyla ilgili bilirkişi kurulu raporunda, davacının T.T.T.'deki geliri de tazminatın hesaplanmasında esas alınmıştır. 13.1.1984 tarihli T.R.T. kurumunca verilen cevapta, davacının bu kurumun kadrolu veya sözleşmeli personeli olmayıp, hizmetine ihtiyaç duyulduğu zaman program sözleşmesi ile çalıştığı ve muhtelif proğramlarda seslendirme yapmasından dolayı ücret tahakkuk ettirildiği bildirilmiştir. Görüldüğü gibi, davacının T.R.T.'deki hizmeti devamlılık arzetmemektedir. Devamlılık arzetmeyen bir hizmetin maddi tazminat hesabına esas alınması yerinde değildir ve bu nedenle de maddi tazminatla ilgili bilirkişiler kurulu raporuna da itibar edilemez. Bu nedenle yukarıda belirtildiği üzere öncelikle maluliyet raporlarındaki mübayenetin giderilmesi bakımından Adli Tıp Kurumundan kurul raporu alınıp, maluliyet derecesi kesinleştikten sonra davacının maddi tazminat isteminin tesbiti hususunda yeniden bilirkişi kurulundan rapor alınarak sonucuna göre-karar vermek gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
3 - Yukarıdaki bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) numaralı ve (2) numaralı bentlerde belirtilen nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte belirtilen nedenlerle sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 16.4.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.