 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E:1986/1503
K:1986/3243
T:28.05.1986
- ORTAKLIK
- ANASÖZLEŞMENİN DEĞİŞTİRİLMESİ
* ÖZET : Ortaklık ana sözleşmesinin değiştirilmesinde genel kurul toplanma ve karar yeter sayı [nisap] ve çoğunluğa ilişkin TTK.nun 388. maddesinin 2 ve 3. fıkralarının tek bir fıkra, maddenin ise beş fıkradan oluştuğu kabul edilmelidir. Bunun sonucu olarak da, son fıkranın gönderme yaptığı 4. fıkra 1/3 çoğunlukla toplanan üçüncü toplantı olup karar yeter sayısı 2/3'tür.
(6762 s. TTK m. 388)
Taraflar arasındaki davadan dolayı, (Bursa 1. Asliye Hukuk Hakimliği)'nce verilen, 26.12.1985 tarih ve 635/1060 sayılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş olmakla; dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği konuşulup düşünüldü
Davacılar vekili, müvekkillerinin ortağı oldukları davalı şirketin yönetim kurulunun sermaye arttırımı için Genel Kurulu toplantıya çağırdığını, birinci ve ikinci toplantılarda toplantı nisabı sağlanamadığından Genel Kurulun 19.8.1985 günü üçüncü defa toplandığını, bu toplantıda yeterli toplantı nisabı oluştuğundan müzakerelere geçildiğini, toplantıya katılan veya vekilleri marifetiyle temsil edilen davacıların sermaye arttırımına karşı çıkıp aleyhte oy kullandıkları gibi, muhalefetleri tutanağa geçirttiklerini, mezkür toplantıda temsil edilen 479914 payın 310285'inin kabul yönünde oy kullanması sonucu sermaye arttırımı ve şirket mevzuunun değiştirilmesi kararı alındığını buna karşılık 169629 paya sahip ortakların red oyu verdiklerini, bu durumda toplantıya katılanlara ait paylardan 2/3' sinin kabul yönünde oy kullanmadığını ve gerekli karar nisabının gerçekleşmediğini, TTK.nun 388/f-sOrı maddesinde yollama yapılan aynı maddenin diğer fıkraları arasında üçüncü toplantıyı düzenleyen 5. fıkrasında söz edilmemiş ise de, bunun bir zuhül eseri olduğunun doktrinde ve ananim şirketler uygulamasında kabul edildiğini, diğer bir deyişle sermaye arttiriminin ve mevzu değişikliğinin gerektirdiği ana sözleşme tadilinin karara bağlanacağı üçüncü toplantıda dahi toplantıya katılanların 2/3' sinin oyları kabul yönünde tecelli etmedikçe gerekli karar nisabının mevcut sayılamayacağını ileri sürerek davalı şirket genel kurulunun 19.7.1985 tarihli toplantısında davacıların muhalefetine rağmen alınan kararların iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında TTK.nun 388/f - son maddesinin 2/3 nispetindeki karar nisabını anılan maddenin 2. 3. 4. fıkraları için şart koştuğunu, sermaye artırımının karara bağlanması için 3. defa toplanan genel kurulu düzenleyen 5. fıkraya atıfta bulunulmadığını şu halde TTK.nun 378' İf. 1 maddesindeki genel kural uyarınca toplantıda mevcut oyların adi çoğunluğu ile karar alınabileceğini, öteden beri gazlı meşrubat (gazoz) imal eden, anasözleşmesindeki (her nevi gıda maddeleri) ibaresi esasen gazlı meşrubatı da kapsayan şirketin sırf konuya açıklık kazandırmak için anasözleşmesine gazlı meşrubat imalini de eklemiş olmasının teknik anlamda sözleşme değişikliği bile sayılamayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece TTK.nun 388. maddesinin son fıkrasının 2/3 karar nisabını öngördüğü halleri aynı maddenin 2., 3. ve 4. fıkralarına atıfta bulunarak belirlediği, genel kurulun üçüncü toplantısına ilişkin 5. fıkraya atıfta bulunulmadığı, bu durumda mezkür toplantıda hazır bulunanların mutlak çoğunluğunun TTK. 378/f. 1 maddesi uyarınca yeterli olduğu, anılan atıflar yapılırken kanun koyucunun whOle düştüğü iddia olunsa bile mahkemenin kanunu mevcut şekliyle uygulanmakla mükellef bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Taraflar arasındaki uyuşmazlık TTK.nun 388. maddesinin uygulanmasından doğmaktadır. davalı şirket sermaye arttırımı ve mevzuunun genişletilmesi amacıyla olağanüstü genel kurul toplantısı İçin çağrı yapmış, birinci ve ikinci toplantıda gerekli nisap sağlanamamış ve üçüncü toplantıya gidilmiştir. İşbu üçüncü toplantıda nisap hasıl olmuş ve oylama yapılmıştır. Genel kurul toplantısında 500.000 paydan 479.914 pay temsil edilmiş ve önerilen değişiklikler için 310.285 kabul ve 169.629 red oyu çıkmıştır. Şirket TTK.nun 378/1. maddesi gereğince gerekli çoğunluğun bulunduğunu savunmakta, davacılar ise TTK.nun 388/son maddesi gereğince bu nevi kararların mevcudun 2/3 çoğunluğu ile alınması gerektiğinden ve çoğunluğun mevcut bulunmadığından bahisle alınan kararın iptalini istemektedirler.
TTK.nun 388/son fıkrası "ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralara göre toplanan urnum heyetin kararları mevcut reylerin üçte ikisiyle verilir" şeklinde olup 5. fıkraya bir gönderme yapılmamıştır. Oysa 5. fıkra 1/3 nisap ile toplanacak olan üçüncü toplantı ile ilgili olup olayda da bu fıkraya giren 3. toplantı söz konusudur.
TTK.nun 388. maddesi altı fıkra olarak düzenlenmiştir.
Madde yazılışı itibariyle güzel yazılmamış ve fıkralar birbiri ile uyumlu bir şekilde düzenlenmemiştir. Esasen uyuşmazlık da bu nedenle doğmuştur.
Maddenin birinci fıkrası, şirketin tâbiiyetini değiştirmek veya pay sahiplerinin taahhütlerinin arttırılmasına ilişkin genel kurul toplantı ve karar nisabını düzenlemiştir.
2. fıkra, şirketin mevzuu veya nev'inin değiştirilmesine ilişkin genel kurul toplantısının toplantı nisobı ile ilgilidir (3/4).
3. fıkra, ikinci fıkra ile bağlantılı olup ikinci fıkrada sözkonusu edilen konular için toplanan ilk genel kurulda 3/4 çoğunluk olmazsa ikinci toplantı yapılabileceği ve bu ikinci toplantıda dahi 3/4 toplantı nisabının aranacağına ilişkindir.
4. fıkraya gelince, bu fıkrada birinci ve ikinci fıkralarda yazılı olanlardan başka hususlarla ilgili ana sözleşme değişikliği için genel kurulun ilk toplantısında, ikinci fıkradaki toplantı nisabının (3/4) gerekli Olduğu belirtildikten sonra, bu nisop hasıl olmadığı takdirde ikinci bir toplantı yapılabileceği ve bu ikinci toplantıda toplantı nisabının 1/2 olduğunun belirtilmesine ilişkindir.
5. fıkrada ise, 4. fıkra belirtilen ikinci toplantıda 1/2 toplantı nisabının sağlanamaması halinde bir üçüncü toplantı yapılabileceğine bu 3. toplantının şirket sermayesinin 1/3'nü temsil eden pay sahiplerinin hazır bulunması ile toplanabileceğini belirtmektedir.
6. fıkraya gelince, bu fıkra toplantı değil, karar nisabı ile ilgili olup. ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkralardaki genel kurul toplantılarında kararların mevcut oyları 213'ü ile alınabileceğini belirtmekte, beşinci fıkraya ise gönderme yapmamaktadır.
İşte işbu altıncı fıkranın beşinci fıkraya gönderme yapmaması uygulama ve öğretide görüş ayrılıklarına neden olmaktadır.
Öğretide bir kısım görüşlere göre kanun koyucu beşinci fıkraya gönderme yazmayı unutmuş olup, beşinci fıkra gereğince 1/3 toplantı nisabı ile toplanan genel kurulda da 2/3 karar nisabının bulunması gerekmektedir. 2. görüşe göre ise kanun koyucunun bir unutkanlığı söz konusu olmayıp, beşinci fıkradaki durumda TTK.nun 378/1. maddesindeki çoğunlukla karar alınabilmesini sağlamak için bu fıkraya bilerek gönderme yapmamıştır.
Kanun koyucu diğer bazı maddelerde işbu 388. maddeye gönderme yaparken bazen son fıkra (TTKmd. 396/2, 423), bazen de 6. fıkra (TTKmd. 434/9) demekte, bu deyimlerde de bir birlik bulunmamaktadır. Ancak ister (son), isterse (6) fıkra denilsin bu fıkraya gönderme yapan maddelerde karar nisabı için gönderme yapılmaktadır. Özellikle TTK.nun 423. maddesinde bu husus çok açıktır. Sözü edilen maddede, "bu kararın muteber olması için 388. maddenin 2. fıkrasındaki müzakere nisabının ve son fıkrasındaki ekseriyetin (karar nisabı) vücudu şarttır" denilmektedir. TTK.nun 388. maddesinin kararla ilgili iki fıkrası mevcuttur. İlki birinci fıkra ki, burada hem toplantı, hem karar nisabı olarak bütün ortakların ittifakı aranmıştır. İkincisi de son fıkradır ki burada karar alınabilmesi için 2/3 Çoğunluk aranmaktadır. O halde karar nisabı ile ilgili olarak 388. maddeye gönderme yapıldığı zaman ya birinci, yada son (veya 6) fıkraya gönderme yapılabilir. Ancak TTK.nun 389. maddenin son cümlesindeki "bu hususi toplantıda müzakere nisabı ve karar verme tarzı 388. maddenin 3., 4. ve 5. fıkralar hükümlerine tabidir" hükmü karar nısabından bahsetmekle birlikte karar nisabı ile ilgili 6. fıkraya gönderme yapmamıştır. Fakat 5. fıkra derken de kararla ilgili 6. fıkrayı kastetmiş Olduğunun kabulü gerekir, zira karar nisabını gösteren hüküm bu son fıkrada mevcuttur.
Konunun halli için TTK.nun 388. maddesinin iyi bir incelemeye tabi tutulması gerekmektedir. Maddenin 2. fıkrası, Şirket mevzuu veya nevinin değiştirilmesine ilişkin genel kurul toplantısında şirket sermayesinin en az 3/4'üne malik olan pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunmasının şart olduğunu, bildirmekte, üçüncü fıkrada ise işbu ikinci fıkradaki konular için toplanan genel kurulun iliç toplantısında 3/4 çoğunluk sağlanamadığı takdirde ikinci bir toplantı yapılabileceği ve bu ikinci toplantıda da 3/4 çoğunluğun gerektiğini belirtmektedir. Her iki fıkranın aynı konudaki genel kurul toplantısı ile ilgili olduğu, 2. fıkranın konu ve ilk toplantı nisabını, 3. fıkranın ise aynı konu hakkındaki ikinci toplantı nisabını göstermek amacıyla düzenledikleri, her iki fıkranın birbiriyle çok yakın ilişki içinde bulunduğu, açıkça anlaşılmaktadır. Kanun yapma tekniği yönünden aynı konu ile ilgili böyle bir düzenlemenin iki değil tek bir fıkra halinde tanzim edilmesi gerekir. 0 halde iş bu ikinci ve üçüncü fıkraların tek bir fıkra olarak ve tüm 388. maddenin beş fıkradan ibaret olarak kabulü doğru olur. Maddenin "1. ve 2. fıkralarda yazılanlardan başka hususlara dair değişiklikler için cümlesi ile başlayan 4. fıkrası da, kendisinden önce iki fıkra bulunduğunu ifade etmekle bu görüşü desteklemektedir.
Yine aynı görüş ve desteği TTK.nun 388. maddesinin karar nisabına ilişkin fıkrasına gönderme yaparken bunun (beşinci fıkra) olarak zikreden TTK.nun 389. maddesinin son cümlesinde de bulmaktayız. TTK.nun 388. maddesinin beş fıkra olarak kabulü ayrıca madde fıkraları arasındaki ahenksizliği de giderecek niteliktedir. Zira madde beş fıkra olarak kabul edilince son fıkranın (Beş fıkranın) gönderme yaptığı fıkralarda bir boşluk kalmayacak ve madde onları kazanacaktır. Zira maddenin tüm gelişinde gerek toplantı nisabında gerekse karar nisabında normal nisapların üstünde bir nisap aradığı açıkça görülmektedir. Nisabın 3/4 veya 1/2 sermaye çoğunluğu olarak belirtildiği durumlarda karar için 2/3 çoğunluk arayan bir madde hükmünde, toplantı nisabının 1/3'e indirildiği durumda karar nisabının da adi çoğunluğa indirilmesini kabulü diğer fıkralarla uyumsuzluk yaratabileceği, gibi maddenin düzenleniş mantığına da ters düşer. Kaçıncı toplantı olursa olsun karar nisabının 2/3 olduğu bu nedenlerle benimsenmelidir. Nitekim, tamamen aynı hükümleri taşıyan eski Ticaret Kanununun 386. maddesinin son fıkrası, üçüncü toplantıda dahil "bu heyeti umumiyelerin kararı muteber olmak için asaleten veya vekaleten verilen aranın sülüsanının içtimai şarttır" demek suretiyle yukarıdaki görüşü teyid etmektedir.
O halde TTK.nun 388. maddesinin, 2. ve 3. fıkralarının bir tek fıkra olarak benimsenmesi suretiyle, beş fıkradan oluştuğunun kabulü zorunludur. Bu durumda TTK.nun 388. maddesinin 5. fıkrasına gönderme yapan 389. maddesi de anlam kazanmış olacaktır. TTK.nun 388. maddeye gönderme yapan diğer maddelerinde (son fıkrayı) gönderme yapılması bir güçlük doğurmayacak, ancak (6. fıkraya) gönderme yapan maddelerdeki bu göndermeyi (son fıkra) veya (5. fıkra) olarak benimsemek gerekecektir.
Bütün bu açıklamalardan sonuç olarak, TTK.nun 388. maddesinin 2. ve 3. fıkralarının tek bir fıkra, maddenin ise beş fıkradan ibaret olduğunun ve bunun sonucu olarak da son fıkrada gönderme yapılan dördüncü fıkranın 1/3 çoğunlukla toplanan üçüncü toplantı ve bu toplantı da dahi karar nisabının 2/3 olduğunun kabulü ve bu kabulün sonucu olarak da dava konusu olayda işbu 2/3 karar çoğunluğu sağlanamadığı cihetle ortada alınmış geçerli bir kararın bulunmadığı benimsenerek bu nedenlerle, istem reddeden mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.
Ancak şu hususun da belirtilmesi gerekir ki alınmış geçerli bir karar bulunmaması karşısında davanın kabulü halinde, kararın iptaline değil, talebin içinde mündemiç bulunan, kararın geçersizliğinin tesbitine karar verilmek gerekir. Zira ortada şeklen geçerli bir karar yoktur ki iptali söz konusu edilebilsin.
2 - Yukarıdaki bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazları ile davalı tarafın ihtiyati tedbirin devamına ilişkin karara karşı temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda birinci bentte gösterilen nedenlerle hükmün temyiz eden davacılar yararına (BOZULMASINA), ikinci bentte gösterilen nedenlerle davacıların sair ve davalının tüm itirazlarının (REDDİNE), taraf vekilleri duruşmaya geldiğinden davacı vekili için takdir edilen 11.000 lira ücreti vekaletin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde davacıya iadesine ve 1500 lira temyiz peşin harcından ilam harcının mahsubu ile davalıdan alınmasına, 28.5.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Anonim ortaklıklarda genel kurulun toplanma ve karar yeter sayısı [nisabı] özel bir düzenlemeyi gerektirmeyen hallerde mevcut oyların çoğunluğudur (111(. 378/1). Anasözleşmenin değiştirilmesine ilişkin genel kurul toplantılarında toplantı ve karar yeter sayısı giderek azalan bir oran içinde düzenlenmek istenmiştir. İTK. nun 388. maddesinde toplanma yeter sayısı hakkında açık hükümler bulunduğu halde karar yeter sayısı için açıklık bulunmamaktadır.
TTK.nun 388. maddesi altı fıkra olarak öngörülmüştür. Maddenin yazılış biçimi bu hususu teyit etmektedir. Bu durum Yasanın muhtelif maddelerinde ya son fıkra ya da 6. fıkra olarak belirtilmiştir (TrK. 396/ıl, 423, 434/1, bent 9). Eski Ticaret Kanununun 386. maddesinde bu konu beş fıkra olarak düzenlenmiştir. Gerek Yasanın gerekçesinde ve gerekse Adliye Komisyonu raporunda 388. maddenin altı fıkra olarak düzenlenmesi İçin her hangi bir görüş belirtilmemiş ise de, bu madde yasa tasarısında da altı fıkra olarak düzenlenmiştir. Hal böyle olunca rrK.nun 338. maddesinin fıkralarında bir düzenleme yanlışlığının yapıldığı ve maddenin beş liradan ibaret olması gerektiğinin ileri sürülmesi yasal dayanaktan yoksundur. Eğer yasa maddelerindeki fıkraların sayısı yorum yoluyla azaltılması benimsenecek olursa, özellikle bu madde dört ve hatta üç fıkra haline de getirilebilir. Yasa koyucu bilerek maddeyi altı fıkra olarak düzenlemiş ve bir başka maddesinde de bu yönü açıkça teyit etmiştir (TTK. 434/1, bent 9).
Yasa koyucu TTK.nun 388. maddesini altı fıkra olarak düzenlediğine ve 6. fıkrada da 5. fıkraya karar yeter sayısı için yollama yapılmadığına göre, son toplantı. nın, yani genel kurulun 3. toplantısının karar yeter sayısı mevcudun çoğunluğudur. Böyle bir yorum tarzının benimsenmesi de kanımızca doğrudur. Çünkü maddede toplanma yeter sayısı 3/4, 1/2 ve 1/3. olarak giderek kademeli biçimde azaldığı halde, karar yeter sayısının 2/3 olarak dondurulması genel uygulamaya ters düşmektedir. Karar yeter sayısının azalması ve üçüncü toplantıda çoğunluğun (adi eksen. yet) benimsenmesi olağan bir durumdur.
Öte yandan İsviçre Hukukunda ana sözleşme değişikliklerinde çoğunluk sistemi benimsenmiştir. Ayrıca, TTK.nun 388. maddesi, Eski Ticaret Kanununun 386. maddesinde öngörüldüğü üzere Bu heyeti umumiyelerin kararı muteber olmak için ...) sözcükleri yerine fıkra sayılarını yazarak yollama yapmıştır ki, bu da fıkra sayılarının bilinerek ve istenerek yollama yapıldığını göstermektedir. Her ne kadar 389. maddenin fıkra sayılarında bir yanlışlıktan söz edilmekte ise de, bu madde uyuşmazlığın dışındadır. Eğer bu madde İçin de bir yorum getirmek gerekirse, fıkraların yanlışlığından ziyade, karar işin oy çokluğunun benimsendiğinin kabulü daha doğru olur. Bu madde de öngörülen karar yeter sayısı yönünden yapıldığı ileri sürülen yanlışlık diğer yasa maddelerini de etkilediği söylenemez. Yasa koyucu söz konusu maddesinde toplanma yeter sayısını giderek azalttığına ve anonim ortaklıklarda karar verme kolaylığını sağlamak istediğine göre, karar yeter sayısının da azaltılması olağan bulunduğundan üçüncü toplantı kararlarının Çoğunlukla alınması gerekir. Bu genel kuralın ışığında maddenin yorumlanması ve bu yerum tarzını benimseyen yerel mahkeme kararının onanması gerektiğinden çoğunluğun gerekçesine katılmıyorum.
Gönen ERİŞ Üye