 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/127
K: 1986/4011
T: 02.06.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı (Denizli 1. Asliye Hukuk Hakimliği)nce verilen 15.10.1985 tarih ve 670-703 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla; dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, müvekkili kooperatifin yasanın öngördüğü bir üst kuruluşa üye olma zorunluluğu yerine getirmek için bütün yasal yolları denediğini, 15.3.1980 günlü yazı ile D.....Esnaf ve Sanatkarlar Bölge Birliği başkanlığı'na başvurarak üye kaydının yapılmasını istediğini, bir cevap alınmadığını, 22.1.1981 günlü yazı ile birliğe katılma şartlarının bildirilmesini istediğini, tekrar tekrar başvurulduğunu ve sonuçta 7.4.1981 günlü yazı ile kaydımızın yapılamayacağının bildirildiğini, bir süt kuruluşa üyeliğe kabul edilmediğinden Maliye ve gümrük bakanlığı'nca vergi kaçakcısı işlemine tabi tutulduğunu 1163 sayılı yasanın 93. maddesine göre sigorta ve hizmet vergileriyle kurumlar vergisinden muaf tutulabilmek için, yasal bütün gereklerin yerine getirildiği halde, birlik üyeliğine haksız biçimde alınmaması nedeniyle birliğe kaydının yapılması gerektiğine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatifler birliğine katılmalarına yasal bir zorunluluk bulunmadığını, başvurunun onaylanmaması karşısında buna karşı yasa yolunun yasalarda yer olmadığını, karar tarihi ile dava tarihi arasında 3,5 yıl geçip zamanaşımının gerçekleştiğini, davacı kooperatifin Başkarcı Kasabası esnafı için kurulup faaliyet alanını Denizli'ye yönelttiğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve ilgili belgelere göre Bölge Birliği'nin üyelik için başvuruyu kabul zorunluluğu yoktur. Davalı bölge müdürlüğü Denizli merkezinde faaliyet göstermeyip, Başkarcı Kasabası'nda faaliyet göstermemesi halinde birliğe kabul edeceğini bildirmiştir. Buna rağmen davacı 15.3.1980 tarihinden geçerli olmak üzere üyelik istemektedir. Davacı davalı birlik dışında bir birliğe de üye olabilir gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Davada çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, davacı esnaf kefalet kooperatifinin, davalı kooperatifler birliğine üye olmak üzere başvurması halinde davalı birliğin böyle bir istemi kabul edip etmemekte tam bir takdir hakkına sahip olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sorunun çözüme kavuşturulabilmesi için öncelikle yasal düzenleme ile tarafların anasözleşme hükümlerinin incelenmesi zorunludur. Konu ile ilgili 1163 sayılı kooperatifler kanununun 70. maddesine göre, "Kooperatiflerin müşterek menfaatini korumak, amaçlarını gerçekleştirmek için iktisadi faaliyette bulunmak, faaliyetlerini koordine etmek ve denetlemek, dış memleketlerle olan münasebetlerini düzenlemek, kooperatifçiliği geliştirmek ve eğitim yapmak, kooperatifçilik konularında tavsiyelerde bulunmak gibi hizmetlerin yerine getirilmesi için kooperatif birlikleri... kurulur". Maddenin incelenmesinden de anlaşılacağı gibi bu düzenlemeyle kooperatif birlikleri, ortakları olan kooperatiflerin menfaatlerini korumanın dışında ve ondan da önemlisi kooperatifçiliğin geliştirilmesi gibi, kamu yararı amacını ön planda tutan bir düzenleme getirilmiştir. Nitekim, davalı birlik anasözleşmesinin 2. maddesi de aynı doğrultuda düzenlenmiş ve birliğin ödevi olarak, kendi bölgesindeki kooperatifleri ilgilendiren konularda çalışmak olduğu da özellikle vurgulanmış bulunmaktadır. Böyle bir amaca yönelik düzenleme ile kurulan kooperatifler birliğinin, kendisine üye olmak amacı ile başvuran bir kooperatifin buna ilişen istemini de, bu amaç doğrultusunda inceleyip, birlik anasözleşmesinin 4. maddesinde yer alan (onay) yetkisini de bu ilke çerçevesinde kullanması zorunlu bulunmaktadır. Yoksa, anılan maddedeki (onay) yetkisi, davalı birliğin anladığı şekilde kendisine keyfi bir takdir yetkisi tanımamaktadır.
Bunun dışında, davacı kooperatifin tip anasözleşmesinin 43. maddesinde ise, kooperatiflerin birliğe girmedikleri takdirde Kooperatifler kanunun 93. maddesinde öngörülen vergi muafiyetinden yararlanamayacakları hükmü bulunmaktadır ki, bu madde esasen 1163 sayılı Yasanın 93/4. maddesinin özel bir düzenleme şeklini oluşturmaktadır. O halde, davacı kooperatifin davalı birliğe üye olmasında hukuki ve meşru bir menfaati de bulunmaktadır.
Davalı birliğin dava konusu 6.4.1981 tarih ve 6 sayılı kararında ise, red gerekçesi olarak, davacı kooperatifin merkezinin (Başkarcı) kasabası olduğu halde, faaliyetini Denizli'de yürütmesi ve Denizli'de ise bir başka kooperatifin faaliyette bulunması gösterilmiş bulunmaktadır. Oysa, davacı kooperatifin anasözleşmesinin 1. maddesinde, kooperatif merkezi olarak (Başkarcı) olmayıp, Denizli olarak gösterilmiş,faaliyet sahası ise (Başkarcı, Denizli ve çevresi) olarak gösterilmiş bulunmaktadır. O halde, kooperatif merkezi yönünden gösterilen gerekçe yerinde olmadığı gibi, aynı il içinde iki esnaf kefalet kooperatifinin kurulmasına engel bir yasa hükmü de mevcut olmadığına göre, bu yöne ilişen gerekçe de yasal dayanaktan yoksun bulunmaktadır.
Yukarıda açıklanan bu yasal düzenleme karşısında, davalı birlikçe, davacı kooperatifin birliğe ortak olarak girmek konusundaki başvurmasında hukuki yararı da dikkate alınarak, diğer şartlar da gerçekleştiğine göre, ortaklığa kabul kararı verilmesi icap ederken, bunu reddetmesi doğru değildir. O halde davacının bu karara karşı açtığı davanın kabulü ile o doğrultuda hüküm tesisi gerekirken, bütün bu hususlar dikkate alınmadan yazılı şekilde davanın reddi doğru görülmemiş ve kararın bozulması cihetine gidilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 2.6.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.