 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/1231
K: 1986/1568
T: 19.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Ayvalık Asl. hukuk Hâkimliğince verilen 2.12.1985 tarih ve 60-327 sayılı hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili; müvekkilinin murisi G.K. tarafından imzalanmış gözüken 15.12.1980 vadeli bonodaki imzanın sahte olabileceği gibi vade ve miktar bölümündeki rakamlarda tahrifat bulunduğunu ayrıca malın bedel kaydını içeren senedin bedelsiz olduğunu bildirerek takip konusu bononun geçersiz bulunduğunun tesbitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, senedin davacıların murisine borç para vermek amacıyla toplam 250.000 liralık iki senedin ciro edilip tahsilinin sağlanması karşılığında verildiğini, iddiaların yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 30.12.1982 gün ve 982/5248 - 5751 sayılı ilamı ile senette tahrifat yapıldığının tesbit edilmiş olmasına göre geçerli kabul edilse dahi ancak 31.000 lira için geçerli olduğunun kabulünün gerektiği ve bu miktar yönünden ispat yükünün senet metnini tatil eden davalı tarafta bulunduğu gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyan mahkemece, ilgili ceza dosyasındaki tanık beyanlarına ve diğer delillere göre davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dairemizin 30 12.1982 tarihli bozma kararının 1 inci bendinde dava konusu bonoda tahrifat yapıldığının açıkça anlaşılmış bulunmamasına göre bononun geçerli kabul edilse dahi 31.000 liralık miktar yönünden geçerli olduğunun kabulü gerektiği belirtilmiş olmasına ve mahkemenin bozma kararına uymasına rağmen davanın tümünü reddetmesi bozma kararına aykırıdır. Zira, uymakla kesinleşen bozma kararı ile davanın müddeabihi 31.000 liraya düşmüştür. Artık bunun üzerindeki miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirdi. Nitekim bozma kararının 2. bendinde, 31.000 lira yönünden ispat yükünün davalı tarafta bulunduğu belirtmek suretiyle bu yönden mahkeme araştırmaya sevkedilmiştir. Davalı, verdiği iki adet bono karşılığında dava konusu bononun tanzim edildiğini ileri sürmektedir. Gerçekten de bu bonoların davaların murisi tarafından vadelerinde tahsil edildiği bankadan gelen cevabî yazı ile anlaşılmıştır. Davacılar vekili buna karşı herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Bu hale göre davalı, bozma kararının 2 nci bendi uyarınca para verdiğini kanıtlamıştır. Ancak bu kanıtlama yukarıda da açıklandığı üzere sadece 31.000 liraya münhasırdır.
Mahkemece, davacının dava konusu senetten dolayı 279.000 lira borçlu olmadığının tesbitine, 31.000 liralık istemin reddine karar verilmesi gerekirken ve bozmaya uyulmasına rağmen bir takım gerekçelerle yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı taraf yararına BOZULMASINA, 19.3.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.