 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
11. Hukuk Dairesi
E: 1986/1151
K: 1986/1614
T: 20.03.1986
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı İzmir 2. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konuşulup düşünüldü :
KARAR : Davacı vekili, plastik şişe imalatiyle uğraşan müvekkilinin bu iş için kullandığı plastik şişirme makinalarının azotgazı yardımiyle çalıştığını, davalının kendi işinde kullanmak amacıyla davacının kullandığı bir azot tüpünü ödünç aldığını ve bir süre kullandıktan sonra yeniden doldurtarak iade ettiğini, iade edilen tüp davacının işyerindeki plastik makinasına takılıp makina çalıştırılınca ani bir patlama sonucu makinanın hasara uğradığını, makinada mevcut 10 teneke hidrolik yağının kullanılmaz hale geldiğini, 10 günlük tamir süresince üretim yapılmadığını, mahkemece yaptırılan delil tespiti sonucu tüpde asetilen gazı bulunduğunun ve davacının olay nedeniyle (736.800) lira zarar gördüğünün saptandığını ileri sürerek mezkür meblağın yasal faizi ve delil tespiti masraflarıyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında müvekkilinin davacıdan çok az miktarda azot gazı içeren bir tüpü ödünç alıp kulandığını, daha sonra tüpün gaz doldurma işiyle uğraşan dava dışı bir firmaya doldurtularak davacıya iade edildiğini, müvekkilinin boşalan tüpü piyasada sınai gazların ticaretini yapan bir firmaya doldurtmuş olmasının kusurlu bir davranış sayılamayacağını, zararın ya davacının personelinin hatalı kullanma tarzından veya gazı dolduran firmanın kusurundan meydana gelebileceğini, kaldı ki asetilen gazı azot gazı kadar basınç altında sıkıştırılmadığından davacının kullandığı makinayı hiç çalıştırmayacağını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacının kullanmak üzere davalıya verdiği tüpteki azot fazının davalı tarafça kullanıldıktan sonra dava dışı bir dolum firmasına doldurtulan tüpün davacıya iade edildiğinin ve tüpün davacının plastik makinasında yeniden kullanıldığı sırada vuku bulan patlama sonucu davacının zarara uğradığının anlaşıldığı, ancak davalının tüpü bir sınai gaz firmasına doldurtmuş olmasının kusurlu bir davranış teşkil etmediği, keza davalının tüpe asetilen gazı doldurduğunu veya azot gazına asetilen karıştırılmasında kusuru bulunduğuna dair delil gösterilemediği gerekçesiyle sabit olmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının ödünç verdiği azot gazının davalı tarafça kullanılıp tüpün yeniden doldurulmak suretiyle davacıya iade edildiği ve iade edilen tüpün saf azot fazı yerine patlayıcı nitelikteki azot - asetilen karışımı ihtiva ettiği, tüpün iadesini müteakip ilk kullanılışında patlamaya yol açarak davacıyı zarara uğrattığı tarafların beyanları, tanık sözleri, bilirkişi ve analiz raporları gibi delillerle sabit bulunmaktadır. Taraflar arasındaki ödünç ilişkisi nedeniyle davalı ödünç aldığı azot gazını aynı nitelikteki misli ile iade etmek borcu altındadır ve bu borcun gereği gibi ifa edilmemesinden dolayı davacının uğradığı zararları B.K. 'nun 96 ncı maddesine göre kusursuzluğunu ispat etmedikçe tazmin etmekle yükümlüdür. Davalı taraf davacıdan aldığı tüpü güvenilir bir dolum firmasına doldurttuğunu, anılan firmanın kusuru sonucu tüpe patlayıcı gaz karışımı doldurulmasından sorumlu tutulamayacağını savunmuş ise de bu savunmasını ispat edememiştir. zira davalının savunmasına dayanak yaptığı 10.1.1984 tarihli irsaliyeden ve 12.10.1984 tarihli faturadan davalının dava dışı Güneş Sınai Gazlar Ltd. şirketine mezkür tarihlerde azot tüpü doldurttuğu anlaşılmakta ise de bundan davacının ödünç verdiği tüpün anılan firmaya doldurtulduğu ve aynı tüpün davacıya iade edildiği sonucuna kesin olarak varmak mümkün değildir. Öte yandan uzman bilirkişi raporlarında piyasada kullanılan azot tüpleri ile asetilen tüplerinin gerek dizayn gerek ventilleri itibariyle tamamen farklı olduğu ve dolum tesisinde bir azot tüpüne dikkatsizlikle asetilen gazı doldurulmasının mümkün bulunmadığı belirtilmiştir. Nihayet adı geçen dolum firmasının müdürü (C.U) 26.6.1985 tarihli celsede yönettiği firmada asetilen gazı doldurulmasının düşünülemeyeceğini beyan etmiş bulunmaktadır. Açıklanan bu deliller karşısında davalının sözleşmeden doğan iade borcunu gereği gibi ifa etmediği ve B.K.'nun 96 ncı maddesinden kaynaklanan kusursuzluğunu ispat külfetini yerine getiremediği anlaşıldığından davacının zararının tazminine karar verilmek gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddi cihetine gidilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin haklı bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 20.3.1986 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.