 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/95
K: 1986/565
T: 21.05.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "Tespit" davasından dolayı yapılan yargılama
sonunda; Antalya Asliye 3. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen
22.9.1983 gün ve 373-376 sayılı kararına incelenmesi Davacılar vekili
tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 16.3.1984 gün
ve 1180-1906 sayılı ilamı :
(..Davacılar, davalı kooperatifin ortağı bulunduklarını ortaklık
yükümlülüklerini yerine getirdikleri ve haklarında alınmış ve tebliğ edilmiş bir ihraç kararı olmadığı halde, kooperatif faaliyetlerinden kendilerine
bilgi verilmediği gibi, sebepsiz olarak kooperatifin üyelerine sağladığı
haklardan da yararlandırılmadıklarını ileri sürerek, davalı kooperatifin
ortağı bulunduklarının tesbitini istemişlerdir.
Davalı, davacıların ortaklık vecibelerini yerine getirmediklerinden
haklarında usulüne uygun şekilde ihraç kararı verilip tebliğ edilmediğini,
davacıların ancak bu ihraç kararının iptalini isteyebileceklerini ortaklığın tesbitine ilişkin bir dava hakları olmadığını savunmuştur.
Her ne kadar açılan davada ortaklığın tesbiti istenmiş isede, amaç
ortaklık ilişkisini sağlamak olup, istem geniş kapsamlıdır. Bunun içinde
varsa ihraç kararının incelenmesi ve ihraç kararının iptali talebinin mevcut
olduğunun da kabulü gerekir. Nitekim 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 16. maddesinde çıkarılan ortağın durumunun bir an önce açıklığa kavuşturulması ve bu suretle kooperatifle ortağın iş ilişkisinden çıkan bir çekişmeden
kooperatifin uzun süre etkilenmemesini önlemek için bu süre geçerlilik şartı olmamakla beraber, çıkarma kararının 10 gün içinde noter aracılığıyla tebliği öngörülmüştür. Bu itibarla, davacılar hakkında ortaklıktan ihraç kararı
verilip, verilmediğinin ve varsa bu davanın süresinde açılıp açılmadığının
tesbiti ile son sözleşme ve yasa uyarınca ortaklıktan ihraç nedenlerinin
mevcut olup olmadığının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi
icabederken, mahkemece davacıların yazılı olduğu şekilde dava açmaya usulen
hakları olmadığından ve dava açmakta menfaatleri bulunmadığından bahisle
davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü :
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak
ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk
Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken,
önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme
kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme
kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı
BOZULMASINA, 21.5.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.