 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/67
K: 1986/457
T: 25.04.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "eşya teslimi veya alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Salihli Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.4.1983 gün ve 417-154 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 30.11.1983 gün ve 7353-8450 sayılı ilami ile; ( Davacı abonelere dağıtılmak üzere kendisine teslim edilen altı adedi büyük ve beş adedi küçük boy milingaz tüplerini iade etmeyen davalıdan bedelleri tutarı 29.000 liranın alınmasını istemiştir.
Davalı bu olaydan ötürü kendisinin ceza mahkemesinde emniyeti suistimalden mahkum olmuş bulunması yeterli olmayıp davacının iddiasının yazılı delillerle kanıtlanması gerektiğini, tüp değerlerinin fahiş olduğunu öne sürmüş ve davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, tüplerin değerinin tesbit edilmesi için gereken bilirkişi ücretini davacının kesin mehle rağmen yatırmamış olmasından söz edilerek isbat olunmıyan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, tüplerin değerinin tesbit edilmesi için gereken bilirkişi ücretini davacının kesin mahle rağmen yatırmamış olmasından söz edilerek isbat olunmıyan davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, dava konusu edilen tüplerin değerinin tesbiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmüş ve inceleme giderleri davacı tarafından kesin mahle rağmen yatırılmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki HUMK.'nun 413 üncü maddesinin 3 üncü bendi hükmü gereğince, tayin olunan müddet içinde ödenmeyen masrafların ileride icap edenlerden alınmak üzere Devlet Hazinesinden tediye olunmasına karar verilebilir. O halde mahkemece re'sen yapılmasına karar verilen bilirkişi incelemesinin giderlerinin Devlet Hazinesinden ödenmesine karar verilmek suretiyle bilirkişi tetkikatının yerine getirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece davanın reddi yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Türk yargı sisteminde hakim bir davayı kendiliğinden inceleyerek uyuşmazlığı çözemez, (H.U.M.K. m. 72) Usulün 74 üncü maddesi uyarınca hakim tarafların iddia ve savunmaları ile bağlı olup istekten fazlaya da karar veremez. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibariyle davada ( delillerin taraflarca hazırlanması prensibi) egemen olup taraflar dinletmek istedikleri tanıklarının ve bilgisine başvurulmasını istedikleri bilirkişi masraflarını karşılamakla yükümlüdürler. Az önce açıklanan ilkenin istisnası olan ve kamu düzenine dayanan re'sen araştırma ilkesinin olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Bu durum karşısında bilirkişi ücretini davacının yatırmaması halinde usulün 415 inci maddesinin"tayin olunan müddet içinde işbu muameleye ait masraf tediye olunmaz ise ileride icap edenlerden istifa olunmak şartiyle Devlet Hazinesinden tediye olunmasına karar verilebilir" şeklindeki hükmünün uygulama yerinden söz edilemez. (Hukuk Genel Kurulunun 15.5.1974 gün, 2/605-528 sayılı kararı). Ancak bilirkişi ücretinin yatırılması için verilen mehil usule uygun bulunmadığından usulüne uygun mehil verilip, ücretin yatırılmamasının doğuracağı sonuçlar da açıklanarak sonucu uyarınca karar verilmek icabederken direnilmesi isabetsizdir karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429 uncu maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.4.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.