 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/644
K: 1985/997
T: 06.12.1985
DAVA : Taraflar arasındaki "tescil ve kayyımlık kararının iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (Fatih 1. Hukuk Mahkemesi)nce davanın reddine dair verilen 4.6.1984 gün ve 1983/574 1984/356 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 23.10.1984 gün ve 8045-8425 sayılı ilamıyle; (..İstek, malul hale gelen vakıf malının vakfa rücu sebebiyle tesciline ilişkin olup, bu nev'i davalarda Hazineye husumet düşmez. Buna rağmen Hazineye husumetin yöneltilmesi için davacının zorlanması ve husumetin Hazineye yöneltilmemesi sebebiyle isteğin reddi doğru değildir. Bu sebeble yapılacak iş, isteğin bu esasının incelenip sonucuna göre karar vermekten ibarettir..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davacı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Davacı vekili, İstanbul-Fatih, Kariye Mahallesi 3 parselde kayıtlı 32, 31 m2. yüzölçümündeki arsanın Elhac Bekirağa Vakfı'ndan icareteynli bulunduğunu, kadastroca 1959'da Valantini, Evdoksiya, Anatasya adına tescil edildiği,i 1976 yılında Milli Emlak Müdürlüğü'nün başvurusu üzerine, taşınmaza Avukat Agot'un kayyım tayin edildiğini, oysa 1971 yılında yaptırılan tesbitle mutasarrıflarının 50-51 yıl önce varissiz ölmeleri üzerine mahluliyet kararı alındığını, böylece bu kabil yerlerin asıl sahibi vakıf adına teciline, kayyımlık kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı kayyımın isteği üzerine mahkemece Hazine'ninde davalı olarak gösterilmesi için davacı vekiline önel verilmiş yerine getirilmiyeceği bildirilince dava bu nedenle rededilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Daire, yukarıda metni aynen alınan ilamla hükmü bozmuştur.
Böylece yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki ihtilaf, bu davada Hazinenin hasım gösterilip gösterilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
1935 tarihli, 2762 sayılı Vakıflar Kanununun 27,28 ve 29. maddeleri mukataalı ve icareteynli vakıf malların tasfiyesine ilişkin olup, özellikle 29. maddesinde de belirlendiği gibi ne suretle mutasarrıflarına geçeceğine dair hüküm taşımaktadır. Anılan Yasanın 29. madrdesine göre, (...10 yıl içinde bu kanun hükümlerine göre taviz vermek yoluyla icareteyn veya mukataa kayıtları terkin edilmemiş olan gayrimenkullerin mülkiyeti 10 yıl sonunda kendiliğinden mutasarrıflarına geçer..) Bu süre 1945 tarihli 4755 sayılı Yasa ile 10 yıl daha uzatılmıştır. Dava konusu taşınmazın icareteyn kaydının kaldırılmadığı çekişmesizdir. 1971 yılında yapılan tesbit ve bu tesbite göre ihdas olunan mahluliyet kararına göre mutasarrıfların 1971 itibariyle 50-51 yıl önce yani 1920 de öldükleri anlaşılmaktadır. Mahluliyet kararı idari nitelikte kararlar olup ispat edilinceye kadar muteberdir. Bu nedenle olay ve dava konusu itibariyle MK.unun 530. maddesi gereğince taşınmazın Hazineye geçeceğine dair genel hükmün uygulama yeri yoktur. Öyleyse vakfa ilişkin özel hükümlere yer vermek gerekir. İcrateynli vakfın asıl maliki mutasarrıfı değil, vakıf hükmi şahsiyetidir. Mutasarrıf adına yapılan kayıt mülkiyete deği, tasarrufa delalet eder. O halde davada Hazinenin hasım olması gerekmez.
Nitekim 1983 tarihli ve 2762 sayılı Yasanın 29. maddesine ek fıkra getiren 2888 sayılı Yasa gereğince (...mülkiyeti mutasarrıflarına geçmiş olan gayrimenkullerde maliklerin Hazineden başka varis bırakmadan ölümleri halinde mülkiyet mahlulen vakfına rücu eder. Bu Kanununu yayım tarihine kadar maliklerinin ölümleri üzerine son mirasçı sıfatıyla Hazineye intikal edip de bu husus tapu kaydına işlenmemiş bulunan gayrimenkullerde yukardaki fıkra hükmüne tabidir). Yukarıda açıklanan nedenlerle önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 6.12.1985 gününde oybirliği ile karar verildi.