 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/50
K: 1986/395
T: 11.04.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Tekirdağ Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 19.7.1983 gün ve 1982/393 - 1983/472 sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 13.12.1983 gün ve 1983/12584-13573 sayılı ilamiyle; (...Davacı Hazine, tapulamaca davalılar adına tesbit ve tescil edilen 99 parsel sayılı taşınmazdaki tapu miktarı fazlasının iptaliyle mer'a olarak sınırlandırılmasını istemiştir. Mahkemece tapulama tesbitinin dayanağını oluşturan 1958 tarih, 30 nolu tapu kaydının tesis tarihinden itibaren geldileri getirtilmemiş ve hükme yeterli bir uygulama yapılmamıştır. Sözü edilen tapu kaydı doğuda Çatak, batıda hali, kuzey ve güney yönlerinde ise yol sınırlarını göstermektedir. Batı yönde hali olarak gösterilen taşınmazın hazinece iskanen bazı kişilere dağıtıldığı ileri sürülmüşse de, dağıtım tapularının davalıları okuyup okumadığı araştırılmadığından bu sınırın sabit hale gelip gelmediği anlaşılmamaktadır. Kuzey ve güney yöndeki yolların ise nerede bulunduğu saptanmamıştır. O halde sözü edilen tapu kaydı ile komşu parsellere ait dayanak kayıtlarının tesis tarihlerinden itibaren getirilmesi, gittiği kayıtlarındaki sınırlarda değişiklik yapıldığının ve bu değişikliğin geçerli bir nedene dayanmadığının anlaşılması halinde tesis tapusundaki sınırların esas alınması, çevreyi iyi bilen yaşlı ve yansız kişiler arasından seçilecek yerel ve tapu fen memuru sıfatındaki uzman bilirkişiler aracılığıyla davalı tapusunun hükme yeterli biçimde uygulanması, bilirkişilerce bilinmeyen sınırlar hakkında taraflara tanık dinletme olanağının sağlanması uygulamada, komşu parsellere ait dayanak kayıtlarından da yararlanılması, sınırların değişebilir nitelikte olduğunun saptanması veya açık yön kalması halinde sabit sınırlarla bağlantılı olarak tapuya miktarı ile geçerli bir kapsam tayin edilmesi, uzman bilirkişiden uygulamayı yansıtan gerekçeli ve krokili rapor alınması ve hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik ve yetersiz inceleme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.
Ayrıca kabule göre miktar fazlasının mer'a olarak sınırlandırılması ile yetinilmek gerekirken, hazine adına tesciline karar verilmesi de doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalılar vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Bozma kararına uyulmakla orada açıklanan biçimde araştırma ve inceleme yapılması ve gene orada benimsenen hukuki esaslar uyarınca karar verilmesi konusunda usuli kazanılmış hak doğar ve bu nedenlerle de bozmaya uyulmasına ilişkin ara kararları dönülebilecek ara kararlarından değildir. Olayda, mahkemece önce bozmaya uyulduğu halde az önce açıklanan hukuki esaslara aykırı olarak direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 11.4.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.