 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/443
K: 1985/684
T: 05.07.1985
DAVA: Taraflar arasındaki "çalışmanın tespiti" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Ödemiş ikinci Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 10.5.1984 gün ve 1983/3227 E, 1984/99 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Diresi'nin 26.9.1984 gün ve 1984/3636-4257 sayıl ilamıyla; (... Davacı savunmalarında tutanağın gerçeğe aykırı bulunduğunu borçlanma talebinin yapıldığı tarihte işyerinde puantör olarak çalıştığını ısrarla ileri sürmektedir.
Bu yolda davadan önce dahi Kurum'a müracaatları mevcuttur. Ayrıca, o tarihlerde, işyerinde bordroların düzenlendiğini, puantaj kayıtlarını kendi el yazısıla yazdığını ileri sürmüş, bu yoldaki belgeler dosyaya ibraz edilmiş ve içeriklerinde, davacıya aidiyeti ileri sürülen imzaların dahi mevcut olduğu görülmüştür.
Bu duumda, gerek ibraz edilen belgeler ve gerekse işyerinden temin edilmesi halinde sair yazılı belgeler üzerinde gerekli yazı incelemesi yaptırılmak, zelikle puantaj belgelerinin kendisi tarafından yazılıp yazılmadığı, imzaların davacıya ait olup olmadığı yöntemince tespit edilmek ve sonucuna göre karar verilmek gereği açıktır.
Mahkemece, anılan doğrultuda inceleme yapılmaksızın, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR: Olayda temyiz süresinin geçtiği tartışma konusu değildir. Davacı eski hale getirme isteminde bulunmuştur. Hukuk Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerde bu konuda inceleme yapmakla mahkemenin değil, Hukuk Genel Kurulu'nun görevli olduğu esası oyçukluğu ile benimsenmiş, eski hale getirme talebi yerinde görülmeyerek reddi uygun görülmüştür. Temyiz süresinin geçmesi durumunda bu konuda karar vermekle, ilgili Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca her ne kadar mahalli mahkeme görevli ise de, olayın özelliği ve temyiz süresi geçtiği tartışmasız bulunması ve eski hale getirme talebi reddedilmiş olması itibarıyla ona bağlı bulunan temyiz isteğinin süre geçmesi nedeniyle Yargıtay'ca reddedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle, eski hale getirme isteğinin 28.6.1985 gününde REDDİNE üçte ikiyi aşan çoğunlukla; temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle (5.7.1985) gününde yapılan ikinci görüşmede REDDİNE salt çoğunlukla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI: HUMK'nın 169. maddesinde "..bir hüküm hakkında kanuni yollara müracaat hakkını sakıt olması üzerine hali sabıa irca talebi, verilen hükmün tetkike selahiyattar olan mahkemeye arzolunur" 179. madde de "Temyiz Mahkemesi'ne dermeyan olunan hali sabıka icra talebi temyiz şeraitine tevfikan yapılır ve bu şekil tahkik ve hükmolunur" kuralları yer almaktadır. Ancak bu hükümlerin Kanun'da 2494 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler dikkate alınarak yorumlanması gerekir. 432. maddenin 2494 sayılı Kanunla değişik şekil ve 1.2.1984 tarihli 9-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince temyiz şeraitini inceleme yani "kararların yasal süre geçtikten sonra temyiz edilmesi veya temyiz kabiliyetinin bulunmaması halinde" temyiz isteminin reddine karar verme selahayeti mahalli mahkemye aittir. Şu halde temyiz süresinin geçirilmesi halinde başvurulan eski hale getirme isteğini de inceleme yetkisi mahalli mahkemeye ait bulunmaktadır. Aksini kabul halinde bu olayda olduğu gibi önceki eski hale getirme isteğinin incelenmesi için dosyanın Yargıtay'a gelmesi reddi halinde temyiz süresi hakkında karar vermek üzere mahalline iadesi gibi işi uzatıcı ve suistimale müsait bir durum yaratılır.