 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/349
K: 1986/807
T: 01.10.1986
DAVA : Taraflar arasındaki 'alacak' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, (İstanbul 2. İş Mahkemesi)'nce davanın kabulune dair verilen 8.11.1984 gün ve 1983/428 - 1984/773 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından isenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 20.2.1985 gün ve 1984/11650-1985/1932 sayılı ilamıyla; (... Davacı, özel hastanede doktor olarak çalışmakta iken, işyerinin 3'li vardiya düzenine geçmesine karşı çıkarak, iş şartlarının başkalaştığından ve ağırlaştığından bahisle iş aktini kendisi feshedip, kıdem tazminatı istemiş, mahkemece de istek hüküm altına alınmışsa da, işyerinde işin gereğine göre yasal koşullar içinde çalışma saatlerini düzenleyip ayarlamak ve tanzim etmek işverene aittir. Fesih öncesine kadar işyerinde davacı saat 8-14.30 arası doğum klinik şefi olarak çalışmakta iken, vardiye düzenine geçildiğinde 8-16.00 saatleri arasında çalışması istenilmiştir. Davacının iddia ettiği işin başkalaşması ve ağırlaşması bu olaydan ibarettir. Yine olay tarihindeki Yasaya göre 8 saatlik çalışma düzeni ve süresi aşılamamıştır. Bunun sonucu olarak davacının iş aktini haklı nedenle feshettiği kabul edilemez.
Mahkemenin değişik görüşle kıdem tazminatına hükmetmesinde isabet bulunmadığından karar bu sebeple bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak, dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz eden: Davalı vekili.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek, direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve 2494 sayılı Yasa ile değişik HUMK.un 438/son maddesi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü :
KARAR : Davacı, davalının işyerinde kadın-doğum servisinde doktor olarak çalışmakta iken, işverenin tek taraflı bir kararı ile vardiya düzenine geçilmek suretiyle kendi çalışma zamanının 08.30-14.30 saatleri arasından 8.00-16.00 saatleri arasına alınmak istendiğini, bu değişikliğe muvafakat etmediğini, girişimlerinin sonuç vermemesi üzerine hizmet aktini haklı nedenle bozduğunu iddia ile, kıdem tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece dava kabul edilmiş Özel Daire yukarıdaki gerekçe ile kararı bozmuş, mahkeme direnmiştir.
İşçinin hizmet akdi ile yükümlendiği hizmeti yerine getirmek için işyerinin denetim ve gözetimi altında geçireceği süre, başka bir anlatımla çalışma süresi ilke olarak hizmet akdi ile belirlenmekle beraber, yasa koyucu işçiyi koruma amacıyla düzenleyici kurallar koymuştur. Yasa ile belirlenen bu kuralların işçi aleyhine bozulamayacağı, söz konusu kuralların sosyal kamu düzeni niteliğini taşımalarının doğal bir sonucudur. İş Kanununun 61/a maddesi hükmünce iş süresi haftalık en çok 45 saattir. Aynı maddenin takibeden hükmü uyarınca bu süre, haftalık 6 iş günü çalışan işlerde günde 7.5 saati geçmemek üzere ve cumartesi günleri kısmen veya tamamen tatil eden işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçülere bölünerek uygulanır. Kuşkusuz bu konuda getirilmiş bulunan sınırlamalar işçilerin kişilikleri gözönünde tutularak getirilmiştir. Bunun sonucu olarak bir işçi, işyerinde onu koruma açısından getirilen sınırlar dışında çalıştırılamaz. Ancak, işyerinde muhtelif vardiyalar kurulmak suretiyle o ölçüler dışına çıkılarak çalışma yapılabilir. İşyerinin faaliyeti için aynı sınırlama söz konusu değildir. Diğer taraftan şu hususta özelikle belirtilmelidir ki, yukarıda da açıklandığı gibi yasal sınırlamalar sosyal kamu düzenini ilgilendirdiğinden, hizmet akdi veya toplu iş sözleşmesi ile işçi yararına aksi yönde yani yasal sınırlar altında düzenlemeler getirilebilir. Örneğin, haftalık çalışma süresi 45 saatten 40 saate indirilebilir.
Olay ve getirilen deliller yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirildiğinde yapılan değişikliğin davacı işçi aleyhine olduğu ve bu durumun davalıya haklı nedenle sözleşmeyi bozma hakkını verdiği sonucuna varıldığından usul ve yasaya uygun olan direnme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, ve gerekli ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 1.10.1986 gününde oybirliği ile karar verildi.