 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 1985/330
K: 1986/1010
T: 04.06.1986
DAVA : Taraflar arasındaki "elatmanın önlenmesi ve yıkım" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Milas Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verlen 25.4.1984 gün ve 1983/418 - 204 sayılı kararın incelenmesi davalılar tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1 Hukuk Dairesinin 20.9.1984 gün ve 1984/8668 - 8954 sayılı ilamiyle; (...Dava komşu taşınmaz maliki olan davalıların diktiği ağaçlarnı gölge yaparak pamuk mahsulüne zarar verdiğinden bahisle elatmanın önlenmesi ve ağaçların kal'i isteğine ilişkindir. Çekişmeli ağaçların davalılara ait çapla belirlenen mülkiyet alanı içerisinde kaldığı, ancakbu ağaçlarnı gölge yapmak suretiyle davacı parselindeki paku mahsulüne zarar verdiği uygulama ve uzman bilirkişi raporu ile saptanmıştır. Medeni Kanun'un 618. maddesi uyarınca bir şeye malik olan kimse o şeyde kann dairesinde dilediği gibi tasarruf edebilir. Kamu hukukuna ilişkin kısıtlamlar dışında bir kimsenin kendi mülkünde ağaç dikmesini ve ondan yararlanmasını engelleyen bir hüküm yoktur. Malik olduğu taşınmazdan ağaç dikmek suretiyle yararlanan kişinin bu tasarrufu kural olarak M.K.'nun 661. maddesi şumulüne giren bir taşkınlık sayılmaz. Aynı Kanun'un 664. maddesinde ağaçlarla dal ve kökleri hakkında özel bir düzenleme getirilmiştir. Sözü edilen madde hükmüne göre bir ağacın dalları ve kökleri ancak komşusunu mülküne geçip de zarar verdiğ itakdirde kesilip kaldırılabilir. Olayda bu maddede öngörülen koşullar oluşmadığına ve davalılara ait ağaçların davacı parseline tecavüz etmeyip kendi parselleri kapsamında kaldığı anlaşıldığına göre, davanın redi gerekirken dosya yerine geri çevrilmeke yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Temyiz eden: Davalılar vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosayadaki kağıtlar okunduntan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Medeni Kanun'un 661. maddesi uyarınca "bir kimse mülkünü kullanırken hele zirai işler yaparken komşusuna zarar verecek her türlü taşkınlıklardan çekinmeye mecburdur. Hususiyle mazarrat veren ve gayrimenkulün mevki ve mahiyetine ve mahali örfe göre komşulur arasında hoş görülebilecek dereceyi güçen gürültüler ve sarsıntılar yapmak ve duman ve kurum ve rahatsızlık veren sair toz, buğu, koku çıkarmak memnudur" Olayda davacı tarlasına komşu olan davalının sınıra yakın yere diktiği ağaçların gölge yapmak suretiyle kendisinin pamuk mahsulüne zarar verdiğini iddia ile ağaçların kalini istemiştir. Medeni Kanun'un 661. maddesi komşuluk hukuku yönünden yasaklamayı davranışın taşkınlık ölçüsüne vardığı takdirde getirmiştir. Olayına göre, dikilen ağaçların yaptığı gölge, taşkınlık derecesine varabilir ve böyle bir durumu Medeni Kanun'un 661. maddesi kapsamında mütalaa etmek gerekir. Somut olayda davacı her ne kadar davalının diktiği ağaçların fazla gölge yapması nedeniyle pumuk mahsulüne zarar verdiğini iddia etmiş, bilirkişi raporf da iddiayı teyit eder nitelikte görülmüş ise de dosyadaki delillerden bizzat davacının da aynı davranış içerisinde bulunduğu, kendisi tarafından dikilen ağaçlarnı da aynı şeklide zarar verdiği anlaşılmaktadır. Davacının davranışı bu durum karşısında Medeni Kanun'un 2. maddesi açısından değerlendirildiğinde çelişki bir tutum içerisinde bulunduğundan Özel Daire bozma kararına bu gerekçelerle uyularak davanın reddi gerekirken direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarıda açıklana nedenlerle yerel mahkeme kararının H.U.M.K.'nnu 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 4.6.1986 gününde karar verildi.