 |
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
T.C.
YARGITAY
Ceza Genel Kurulu
E: 1985/587
K: 1986/272
T: 28.04.1986
DAVA : 6085 sayılı Yasanın aykırılıktan sanık Ali'nin hükümlülüğüne dair, (Üsüdar 2. Sulh Ceza Mahkemesi)nden verilen 30.11.1984 gün ve 2082-1737 sayılı hüküm, sanığın temyizi üzerine, Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nce incelenerek bozulup yerine geri çevrilmiştir.
İlk hükümde direnmeye ilişkin aynı mahkemeden verilen 6.9.1985 gün ve 902-1366 sayılı son hükmün Yargıtay'ca incelenmesi, sanık ve C. Savcısı tarafından süresinde verilen dilekçelerle istenilmiş olduğundan, dosya C. Başsavcılığı'nın hükmün bozulması istemini bildiren 20.12.1985 gün ve 7/9660 sayılı tebliğnamesiyle 1. Başkanlığa gönderilmekle; Ceza Genel Kurulu'nca okundu, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Alkollü olarak otomobil kullanmak suçundan sanık Ali Baki'nin, 6085 sayılı Yasanın 58/C maddesi gereğince 15 gün hafif hapis ve 4500 lira hafif para cezası ile cezalandırılmasına; 2248 sayılı Kanunun 10. maddesi ile değişik 647 sayılı Cezaların infazı hakkındaki Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası açık hükmüne göre, sanığın Beykoz Sulh Ceza Mahkemesi'nin, 11.4.1974 tarihinde işlediği suçundan dolayı 24.6.1974 tarihinde kesinleşen 11.6.1974 gün ve 265/263 sayılı ilamı ile TCK.nun 395, 402, 89.84; 647 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince ertelenmiş yedi gün hapis, 75 lira ağır para ve 7 gün meslekten men cezası ile sabıkalı bulunduğu, bu cezasının Af Kanunu kapsamına girmediği anlaşıldığından 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin 2. fıkrası açık hükmüne göre verilen hafif hapis cezasının para cezasına veya tedbire çevrilmesine yer olmadığına ilişkin hükmü, Özel Daire;
(Sanığın sair temyiz itirazları yerinde değilse de; TCK.nun 95. maddesinin ikinci bendine ve 22.6.1979 tarihinde yürürlüğe giren 2248 sayılı Kanunun 10. maddesi 647 Kanunun 4. maddesini değiştirmiş ve 30 güne kadar, 30 gün dahil, hürriyeti bağlayıcı cezanın hükmedilmesi ve maddede yazılı koşulların bulunması halinde bu cezanın para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesi esasını getirmiş olmasına göre, sanık hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı ceza için kanunun öngördüğü çevirme işleminin yerine getirilmemesi) isabetsizliğinden bozmuş,
Yerel Mahkeme ise;
(Sanığın kesinleşmiş ve ertelenmiş, Af Kanunu kapsamına da girmeyen 7 gün hapis ve 75 lira ağır para ve meslekten men cezası bulunduğu gözönünde tutulduğnda, kendisine verilen cezanın para cezası veya 647 sayılı Yasanın 4. maddesinde gösterilen tedbirlerden birine çevrilmesine yasal olanak bulunmadığı, bozulan kararımızda da ayrıntılarıyla açıklanmıştır) gerekçesiyle önceki hükmünde direnmiştir.
TCK.nun 95. maddesinin ikinci bendinde "cürüm ile mahkum olan kimse hüküm tarihinden itibaren beş sene içinde işlediği diğer bir cürümden dolayı evvelce verilen ceza cinsinden bir cezaya yahut hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmazsa, cezası tecil edilmiş mahkumiyeti esasen vaki olmamış sayılır" hükmüne yer verilmiştir.
Sanığın, işlediği cürümden dolayı verilen mahkumiyet hükmünden itibaren beş seneden fazla bir zaman geçmiş ve bu süre içinde hapis veya ağır hapis cezasına mahkum olmamış olması nedeniyle, TCK.nun 95. maddesi gereğince "vaki olmamış sayılan" önceki mahkumiyeti 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin uygulanmasına engel teşkil etmediği gibi; hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 2918 sayılı yeni Karayolları Trafik Kanununun 48/4. maddesine göre, yönetmelikle belirtilen miktar üzerinde alkollü içki kullandıkları belirlenenlerin 2000 liradan 5000 liraya kadar hafif para cezası ve 15 günden 2 aya kadar hafif hapse mahkum edilebilecekleri, suçun tekrarında bunun artılacağı hükme bağlanmıştır.
Buna göre eyleminin suç olup olmayacağı alınan alkol miktarı ile bağıntılıdır.
Yeni Karayolları Trafik Kanunu doğrultusunda hazırlanarak 12 Eylül 1985 gün ve 18866 sayılı Resmi Gazete'nin mükerrer sayısında yayınlanarak yürürlüğe giren yönetmeliğin 110. maddesi, alkollü içki almış olarak özel araç kullanan sürücülerin kanlarındaki alkol miktarının 0, 50 promilin üstünde olması halinde araç kullanamayacağı belirtildiğine göre; bu miktarın üzerindeki hallerin suç teşkil edeceği ve 48. madde uyarınca sürücünün cezalandırılacağı anlaşılmaktadır.
Yürürlükten kaldırılan 6085 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 58/C maddesinde alkolün miktarında herhangi bir ayırım yapmaksızın alkollü içki kullanan şoför veya sürücünün 300 liradan aşağı olmamak üzere hafif para cezası ve 15 günden iki aya kadar hafif hapis cezasıyla cezalandırılacakları yaptırıma bağlanmıştır.
Önceki ve sonraki hükümler karşılaştırıldığında, para cezası yönünden önceki hükmün lehe olduğu görülmekte ise de; alkol miktarına göre ceza yaptırımı düzenleyen sonraki yasanın sanık lehine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 48 ve Karayolları Trafik Yönetmeliği'nin 110. maddesinde belirtilen soruşturmalar yapıldıktan sonra, sonucuna göre sanık hakkında hüküm kurulması da gerektiğinden, Yerel C. Savcısı ve sanığın temyiz itirazlarının bu nedenlerle kabulü ile, direnme hükmünün bozulmasına karar verilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, tebliğnamedeki isteme uygun şekilde, Yerel Mahkeme direnme hükmünün BOZULMASINA 28.4.1986 gününde oybirliğiyle karar verildi.